Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, bir dizi programlara katılmak için geldiği Samsun’da önemli açıklamalarda bulundu. Samsun Barosuna kayıtlı avukatlarla bir araya gelen Başkan Feyzioğlu, özel bir restoranda açıklamalarda bulundu. Toplantının açılışında konuşan Samsun Baro Başkanı Av. Kerami Gürbüz, Kurtuluş Mücadelesi’nin başlamasının 100. yılı münasebetiyle Türkiye Barolar Birliğinin 2 önemli etkinliğinin Samsun’da gerçekleşeceğini belirtti.
Her hukuk fakültesi mezunun avukat, hakim ya da savcı olmaması gerektiğini vurgulayan Başkan Feyzioğlu, "Akıllara bir soru geliyor. Bu kadar hukuk fakültesi ve bu kadar hukukçu ne olacak? Artık hepsinin avukat, hakim ya da savcı olmasına ihtiyaç yoktur, bir fazlalık vardır. Avukatlar arasında da ‘açlık sınırında’ yaşayan meslektaşlarımız vardır. Kamuoyundaki ‘zengin avukat’ imajı yok. CMK’dan adli yardımdan senede birkaç tane iş alıp, karnını doyurmaya çalışan meslektaşlarımızın dertleri tahammül seviyelerini aşmıştır. Biz bir çözüm ürettik. Bu çözümü, hukuk devletine daha da güç verecek şekilde planladık. Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ve sanıyorum ki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun da çok olumlu baktığı bir çözümden söz ediyorum. Gerçekten de bunu yaptığımızda Avrupa’ya dönüp, ‘bizde işte böyle’ diyebileceğiz” dedi.
“Komiser Yardımcılar FBI’daki gibi hukuk fakültesinden seçilecek”
Adalet Bakanlığı’nın komiser yardımcıları konusundaki projesini desteklediğinin alını çizen Feyzioğlu, “Yıllarca polis akademisi öğrencilerine hukuk öğretmeye çalıştık. Bir soruşturma fiiliyatta savcının emrinde yürür ama polisin hukuka saygılı olması demek, hukuk devleti var demektir. Yani ihlalden sonra devreye giren bir hakim ya da savcı ne kadar çözüm sağlayabilir? Ama ilk andan itibaren her iş hukuka uygun yürürse, bunun sorumluluğu da ağırlıklı ki; olarak polisimiz ve jandarmamızdadır. Böylece hukuk devleti ilk adımdan itibaren sağlanmış olur. Bahsettiğimiz proje Adalet Bakanlığının projesidir. Biz buna tam destek veriyoruz. Proje, hukuk fakültesi mezunlarının büyük sayılarla komiser muavinliği görevine alınmasıdır. Çünkü her hukuk fakültesi mezunun artık avukat olması şart değildir. Bu anlayışı bir bırakalım. Zaten avukat sayısı ihtiyacımızın 2 katıdır. Geriden gelen büyük bir sayı daha var. Polis amirlerimizin tıpkı Amerika FBI’da ve Avrupa’da bazı ülkelerde olduğu gibi hukuk fakültesi mezunu olmasını sağlarsak eğer, hukuk öğrenmiş değil, hukukçuluğun üstüne çok etkili polislik öğrenmiş bir emniyet teşkilatına sahip oluruz. Böylece soruşturma dosyaları ilk andan itibaren büyük bir titizlikle hazırlanır, zaman ve emek kaybı da olmaz. Bir soruşturma dosyası sonucunda eğer dava açılması noktasına geliniyorsa, dava sürecinde soruşturmadaki aksaklıklar nedeniyle olumsuzluklar yaşanmayacaktır. Bu gerçekten bir medeniyet projesidir. Adalet Bakanlığımızın bu projesine tam destek veriyoruz. İçişleri Bakanımız ile de bu konuyu yüz yüze konuşmaya hazırım. Bu konunun desteklenmesi lazım. Sonra da Avrupa Birliğine dönüp, ‘sizde nasıl acaba? Biz polis komiseri yardımcılarımızı hukuk fakültesi mezunlarından seçiyoruz’ demek ve yüzlerini görmek isterim” diye konuştu.
“Hukuk fakültesi mezunlarına baraj sınavı geliyor”
Hukuk fakültesi mezunlarının baraj sınavına tabi tutulacağını ifade eden Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, şunları söyledi:
“Hukuk fakültelerinin kalitesi gerçekten çağdaş bir dünyada kabul edilemeyecek seviyededir. Çok harika hukuk fakültelerimiz vardır ama öte yandan diğer tarafta 1 profesör bile görmeden mezun veren fakültelerimiz vardır. Öğretim görevlilerimizin kalitesinde de düşmelerimiz vardır, öğrencilerimizin aldığı eğitim-öğretim kalitesinde de düşme vardır. Bugün, Türkiye’nin 80 küsur hukuk fakültesine ihtiyacı olmadığı açıktır. Sayılar, kalitedeki düşüklüğün en belirgin göstergesidir. Yargı Reformu Stratejisi içerisinde gelecek olan bir sınavı da gündeme getirmek istiyorum. Mutlaka bir sınav gerecektir. Bu sınav konusunda adalet Bakanımızın, YÖK Başkanımızın, Yargıtay Başkanımızın, Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulunun ve Türkiye Barolar Birliğinin ortaklaştığı bir husus vardır. Hukuk fakültelerini bitirip, diplomasını alanlar avukat, hakim, savcı veya noter adayı olmadan önce bir baraj sınavına tabi tutulacaklardır. Bu sınav sayesinde hukuk fakülteleri kalitelerini yükseltmek zorunda kalacaklardır. Kalitesini yükseltmeyen fakülteler kontenjanlarını dolduramayacaklardır. Şehirlerimiz de hukuk fakültesi ısrarından vazgeçip, ‘en ucuz ama en karlı eğitim hukuk fakültesidir’ demekten vazgeçip, ‘sınavı geçecek kalitede hukukçu yetiştiremeyen fakülteler açmayalım’ diyeceklerdir. Bu da doğru bir noktadır.”