AK Partili Karaaslan: Taklit ederek rekabet etmek mümkün değil

Toros Üniversitesi tarafından düzenlenen '21'inci Yüzyılda Şehir, Mekan ve İnsan' konferansına konuşmacı olarak katılan AK Parti Çevre Şehir ve Kültürden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan, mahalle kültürü ve bugünün şehirciliğinde rekabeti anlatıp öğrencilere tavsiyelerde bulundu. Bugünün neslinin kritik bir nesil olduğunu kaydeden Karaaslan, "Bugün teknolojik alanda eğitim alan bir gencin, 'Ülkemde hangi teknolojiyi sıfırdan üretebilirim?' sorusunu kendisine sorma zorunluluğu var. Gereğini yapmak gibi bir iddiaya sahip olmalı. O yüzden şu anki nesle kritik nesil diyorum. Bana göre hakkını verecek nesil. Hiçbirimiz daha kendi yaşadığımız şehri tanımıyoruz. Yaşadığınız yerleri keşfe çıkın. O keşif çok şey kazandıracaktır. Taklit ederek rekabet edemeyiz. Mümkün değil. Bugünün dünyasında artık özgün olan değerlerdir asıl olan. Bu özgün değerler Anadolu'dan fışkırıyor" dedi.

Mahalle kültürüne ilişkin konuşan Karaaslan, "Aslında biz çocukluğumuzu, anılarımız özlüyoruz, adını mahalle koyduk. Çünkü onları mahallede yaşadık. Türkiye'nin şehircilik tecrübesinde yaşananları anlamak için, 1950'lere gitmeli insan. O günlerde yaşanan yoğun göç, çarpık kentleşme, bugün Master Planı yapılmalı dediğimiz noktaların ucunun o zamanlardan kaçmış olması, buna göz yuman, önünü açan peşi sıra gelen zihniyetler, sürekli gelen aflar, seçim öncesi 'yapın da göz yumalım' denilen durumlar, altyapı düşünülmeden yoğunlaştırılan şehir merkezleri, kısacası şehirlerimizde bize dair ne varsa yaşadık acı tecrübe olarak" diye konuştu.

'YEREL DEĞERLERİMİZİ EVRENSEL KILARSAK BAŞARILI OLABİLİRİZ'

Bundan sonraki süreçte gençlere önemli iş düştüğünü ifade eden Çiğdem Karaaslan şunları söyledi:

"Bugün, son 15 yılda yapılan şehircilik hamleleri ile birlikte geçtiğimiz yıllardaki dramatik sorunları konuşmuyoruz. Yerel değerlerimizi evrensel kılarsak başarılı olabiliriz. Özellikle gençlere iş düşüyor. Sizlerin yaşadığınız şehirlere katkısı ile bir zaman bugünkü kadar önemli olmamıştı. Çünkü yeniden uyanış gerçekleşiyor. Geleceğe iz bırakma çabası içerisindeyiz. Örneğin Mimar Sinan, Selçuklu'yu taklit etseydi Mimar Sinan olamazdı. Osmanlı mimarisi de ortaya çıkmazdı. Bu dönemde özgün işler çıkarmak gibi bir çabamız olmak zorunda. Çünkü Türkiye olarak çok zor bir coğrafyadayız."