Vezirköprü'de, Kızılırmak Nehri üzerine 1987 yılında yapılan Altınkaya Baraj Gölü'nün su tutmasıyla birlikte 850 nüfuslu Kuruçay ve Altınkaya mahallelerinin ilçe merkeziyle bağlantısını sağlayan ana yolun bir kısmı da sular altında kaldı. Bunun üzerine ilçe sakinleri sallarla yaklaşık 1,5 kilometrelik mesafeyi katetmeye başladı. İlçeye gitmek için 32 yıldır önce araçlarıyla 18 kilometre gidip, Çobandere mevkisine gelen bölge halkı, ardından da burada araçları sala nakledip, 75 metre derinliğe sahip baraj sularını geçerek Kayıkbaşı mevkisinde kıyıya çıkıyor. Zorlu yolculuğun ardından ilçe sakinleri, 15 kilometre daha yol giderek merkeze ulaşıyor. İlçe sakinleri, her geçişte 45 TL ücret ödeyerek araçlarını baraj sularından karşıya geçiriyor.
'TEHLİKELİ GEÇİŞ'
Altınkaya Mahalle Muhtarı Yahya Yılmaz, barajla birlikte su tutulduktan sonraki ilk yıllarda bölgede yaşayanların kayıklarla barajdan geçiş yaptığını, ardından demir sallar yapıldığını belirtti. Muhtar Yahya Yılmaz, "Salların kapasitesi bir araç ama bunlara iki araç yükleniyor. Tehlikeli, riskli bir geçiş yapıyoruz. Bu iki sal da kişilere ait. Hastalarımız olduğunda hastaneye gitmek için gece vakti insanları kaldıramıyoruz. Mağduriyetler yaşanıyor. Buraya köprü yapılsın istedik, olmadı 'Feribot verilsin' dedik. Çok girişimde bulunduk ama hiçbir gelişme olmadı. Yıllardır bu sorun var. Şu anda yaklaşan seçim nedeniyle mahallerimizde vatandaşlar 'Sandığa gitmeyeceğiz. Muhtar sandığı getirme' diyorlar. Bu sorundan dolayı tepki gösteriyorlar. İlçemize gitmemiz için bu güzergah bizim ana yolumuz. Bir yol daha var, o da, Sinop'un Durağan ilçesine gideceğiz, ardından oradan dolanıp tekrar Samsun'un Vezirköprü ilçesine gelmiş olacağız. Bu yolun mesafesi de bizim yolumuzun 4 katı daha uzun. Biz ilçeye gitmek için bu barajı geçmek zorundayız. Yetkililerden yardım istiyoruz; bizim bu sorunumuza bir çözüm yolu bulunsun" dedi.
'SESİMİZİN DUYULMASINI İSTİYORUZ'
Kuruçay Mahallesi sakinlerinden Veysel Uzun ise "Baraj nedeniyle yolumuz kesildi. Bu nedenle gitmediğimiz hiçbir kurum kalmadı. Sallarla barajı geçiyoruz ancak çok tehlikeli bir yolculuk yapıyoruz. Annem hasta olduğu için ayda 15 defa ilçeye gitmek zorunda kalıyorum. Her geçişimde 45 TL ödüyorum. Diyaliz hastaları var, onlar sürekli hastaneye gidiyorlar. Biz önce köprü istedik, onunu için uğraştık. Sonra bize dediler ki 'Köprü maliyeti çok yüksek, size feribot verelim.' Ona da 'Tamam' dedik. Söz verdiler, 'Şu seçim geçsin, bu seçim geçsin, verelim' dediler. Seçimden sonra ilgi olmadı. Vatandaş olarak biz diyoruz ki 'Biz artık sandığa gitmiyoruz. Biz oy kullanmayacağız' Ya bize hizmet gelecek ya da kimse sandığa gitmeyecek. Devletimiz çok büyük. Yapılanların yanında bu iş devletimize hiç dokunmaz. Biz yetkililerin sesimizi duymalarını istiyoruz" diye konuştu.