Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, 1992 yılında Mehmet Akif İnan ve arkadaşlarının öncülüğünde kurulan Eğitim-Bir-Sen’in Kızılcahamam’da bir otelde 30. yıl münasebetiyle düzenlenen “30. Yıl Vefa Buluşması” programına katıldı. Burada bir konuşma gerçekleştiren Bilgin, kendisinin de Eğitim-Bir-Sen’in kuruluşundan bu zamana kadar farklı aşamalarında birçok toplantıya katıldığını söyledi. Bilgin, “O dönemin mücadele aşamaları, yeni anayasa, sistem değişimi, Türkiye’nin demokratikleşmesi süreçlerinde karşılaştığımız hangi sorun varsa o sorunlara ben de şahit oldum ki Memur-Sen ailesi, Eğitim-Bir-Sen sahip çıktı ve o mücadeleye öncülük etti. Bu vefayı gösterdikleri için arkadaşlarımızı tebrik ediyor, kutluyorum. Bundan dolayı ne kadar teşekkür etsek azdır” diye konuştu.
BATI BÜYÜK BİR KRİZ İÇERİSİNDE
Bakan Bilgin, batı uygarlığının krizinin hızlı bir şekilde derinleştiğini, bu krizin sadece bir ekonomik kriz veya batının dünya üzerindeki etki alanının daralması olmadığını, aynı zamanda batının kültürel anlam kaybetmesi olduğunu belirtti. Bilgin, “Batı büyük bir kriz içerisinde, çünkü kendi uygarlık geleneği içerisindeki değerler sistemi içerisinde yeni bir kültür oluşturma kabiliyetini kaybetmiştir. Batının asıl görünmeyen krizi burası. Batı hızlı bir şekilde saldırganlaşıyor. Kaybettiği kendi kimliğini dahi üretmede dahi kriz yaşadığını hissettikçe daha saldırgan hale geliyor. Daha acımasız hale geliyor. Var olan insani değerlerini daha hızlı bir şekilde kaybetmeye başlıyor. Batı, bahsettiğim tarihsel dayanaklarını kaybettiği için, erozyon kaybettiği için bu kabiliyetini kaybetmiş bulunuyor. Onun için gözler doğuya çevrilmiştir. Asya’ya, bizim coğrafyamıza çevrilmiştir. Burada çok büyük sorunlar var, buradaki sorunların başında gelen şey batı karşısında kimlik krizi yaşayan, batılı olmayan aydınların batı taklitçiliği, batıcılık denilen bir hastalıktır” ifadelerini kullandı.
3600'Ü EN ADİL BİR ŞEKİLDE DÜZENLEYECEĞİZ
3600 ek göstergeyi haftanın içerisinde bir gün Memur-Sen ile müzakere edeceklerini açıklayan Bilgin, 3600’ü en adil bir şekilde çalışanların hukukunu, hakkını ve emeklerini gözetecek bir şekilde düzenleyeceklerini belirterek, “Bizim ağırlıklı olarak sosyal politika tedbirlerini, sosyal politika uygulamalarını yaygınlaştırmamız lazım. Elbette de bu sürecin başka problemleri var ama çok şükür biz özellikle toplu sözleşmelerimizde, asgari ücret belirlenmesinde, memur ücretlerinin, emeklilerin ücretlerinin düzenlenmesinde bu konuda Türkiye imkanlarını sonuna kadar zorlamıştır. Yıllık enflasyonun yüzde 36 olduğu dönemde, biz 6 aylık zammı yüzde 31 olarak verdik. Önümüzdeki Temmuz’da da yeniden toplu sözleşme, enflasyon farkı ve sosyal refah farkını dikkate alan çalışmaları yapacağız. Yaptığımız toplu sözleşmede çok önemli bir başka şeyi kayıt altına aldık. Önümüzdeki hafta da toplantısını yapacağız, 3600 meselesinin. Önümüzdeki haftanın günlerinde Memur-Sen, o toplu sözleşmeye imza koyan sosyal ortağımız olarak o masada olacak, biz orada müzakere edeceğiz. 3600’ü de en adil bir şekilde çalışanların hukukunu, hakkını ve emeklerini gözeten bir şekilde düzenleyeceğiz” diye konuştu.