Medicana Samsun Hastanesi Hematoloji Bölümünden Doç. Dr. Burak Uz, beslenme ile kan değerleri arasındaki ilişkiden bahsetti.
Doç. Dr. Burak Uz, “İnsan sağlığı ve yaşamının devamı için düzenli beslenme şarttır. Bununla birlikte günlük hayatta sıkça tükettiğimiz bazı besin öğeleri (omega-3, sarımsak, baharatlar) trombositlerin (yani kan pulcuklarının) fonksiyonlarını bozabilir. Grönland Eskimolarında sağlıklı kontrollere göre kanama zamanı yaklaşık 2 kat uzun bulunmuş ve bu durumun Eskimoların plazmalarındaki yüksek düzeylerdeki omega-3 yağ asitlerinden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Sarımsağın içinde bulunan ‘ajoene’ isimli madde trombositlerin fibrinojene ve diğer trombositlere bağlanarak sağlam bir pıhtı oluşturmalarını engeller. Ayrıca yaygın olarak kullanılan bazı baharatlar (kimyon, zerdeçal, karanfil) da trombositlerin fonksiyonlarını çeşitli mekanizmalarla bozabilirler. Bu gıdaların tüketimi genellikle kanamaya yol açmamakla birlikte, kan hastalığı olan bireylerde yahut özellikle aspirin, heparin, penisilin ve bazı romatizmal ağrı kesici özellikteki ilaçları kullanan bireylerde kanamaya yatkınlık (cilt, ağız içi, burun kanamaları şeklinde) gözlenebilir. Alyuvarların bütünlüğü için gerekli bir enzim olan glukoz 6-fosfat dehidrogenaz eksikliği olan hastaların bir kısmında bakla alımı derin anemiyle sonuçlanabilir. Bu duruma ‘favizm’ adı verilir. Özellikle bakla hasadının sık yapıldığı Akdeniz kuşağı ülkelerinde (İtalya, Yunanistan, Orta Doğu gibi) taze bakla tüketimi ciddi düzeylerde anemiye yol açabilir. Bakla tüketiminden 5-24 saat sonra baş ağrısı, bulantı, sırt ağrısı, titremeler ve ateşle başlayıp idrarda kırmızılık ve sarılıkla devam eden şiddetli anemi gözlenebilir (Öyle ki kan takılması dahi gerekebilir). Bu hastaların her ne kadar tümünde favizm gelişmese de bakla tüketmeleri kesinlikle önerilmez. Günümüzde birçok insan çeşitli hastalıklar ve şikayetleri nedeniyle bitkisel kökenli yahut reçeteli ilaçlar kullanmaktadır. İnsan ömrünün uzaması ile birlikte kronik hastalıklar da giderek daha çok oranda gözlenir olmuştur. Düzenli ve sağlıklı beslenme çok önemli ve herkesin en temel hakkı olmakla birlikte tüketilen gıdaların çeşitli mekanizmalarla kan değerlerini değiştirebileceği ve kullandığımız ilaçlarla etlkileşime girebileceği akıldan çıkarılmamalıdır” diye konuştu.