Samsun, Amasya, Çorum, Tokat, Sinop, Ordu ve Giresun şube başkanları ve üyelerinin katıldığı Eğitim Bir Sen 7. Bölge Toplantısı Samsun’da başladı. Tanıtım filmiyle başlayan toplantı, açılış konuşmalarıyla devam etti.
Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Memur Sen İl Temsilcisi ve Eğitim Bir Sen 1 No'lu Şube Başkanı Hamdi Yıldız, “Çorum, Amasya, Tokat, Sinop, Ordu illerimizden şube başkanları ve üyelerimiz aramızda bulunuyor. İlçelerden toplantımıza gelen üyelerimiz de var. Buraya teşrif etmiş olan tüm katılımcıları genel merkezimizin düzenlemiş olduğu 7. Bölge Toplantısı’nın herkese hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum. Kuruluşundan bu güne gelinceye kadar hak ve hakikat mücadelesinin önderliğini yapan Eğitim Bir Sen ve Memur Sen teşkilatının birer ferdi olmaktan her birimiz gurur duyuyor ve 27 yıllık bu onurlu mücadeleyi bundan sonra da sürdürme noktasındaki azmi gösterme hususunda toplanmış bulunuyoruz. Toplantımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum” dedi.
Daha sonra söz alan ve eğitimin amacını ifade eden Eğitim Bir Sen Teşkilatlanmadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Çakırcı, “Sendikacılık zor iştir. Sendikacının vakti zamanı olmaz. Vakti zamanının tümünü de sendikaya ayırır. Teşkilatımızın yaptığı faaliyetler şu anda sadece Türkiye’de değil İslam dünyasında karşılık buluyor. Bizim yaptığımız çalışmaları hep tek dünyalık değil, çift dünyalık olarak düşündük. Yaptığımız çalışmalar da devasa bir teşkilatın oluşmasına vesile oldu. Bugün düzenleyeceğimiz eğitimlerin amacı; alanda çok güzel işler yapıyoruz. Pratikte anlamda iyi sendikacılarız. Ama teorik anlamda da bazı bilgelere de ihtiyacımız var. Biz teorik ile pratiği birleştirdiğiniz zaman kendimizi daha da güçlü hissedeceğimizi inanıyoruz. Bu toplantılar sonrasında daha güçlü donelerle alana döneceğimize inanıyorum” diye konuştu.
“Emeği örgütleyemezseniz, haksızlığa mahkum olmaya mecbursunuz”
Eğitim Bir Sen Genel Sekreteri Latif Selvi, “Sendikal mücadele emeğin mücadelesidir. Emek de insanlık tarihi boyunca uğuna mücadele verilmesi gereken bir değerdir. Bunun için de kişinin en helal kazancı, alın teriyle kazandığıdır. Bunun hakkının verilmesi için verilecek mücadele en önemli mücadelelerden birisidir. Emek mücadelesini özgürlük mücadelesiyle yan yana görmelisiniz. Dezavantajlı duruma düşürülmüş, hakkını alamayan ve kendisine verilenle yetinmeye mahkum olmuş olanların özgür bir duruş sergilemesi asla mümkün olmaz. Bütün dünya ölçeğinde değerlendirirseniz, ülkelerin bulundukları pozisyonlar aynı zamanda Allah’ın verdiği nimetlerin adil paylaşılmadığı için onlara sunduğu mahrumiyetler ve mağduriyetlerle şekillendiğini görürsünüz. Hiçbir nimet az değil ve her birimize yetecek kadar da nimet söz konusudur. Ülkemizde kişi başına düşen geliri 10 bin doların üzerinde aldığımız zaman eğer bunu bütün yurttaşlarımıza 4 kişilik aile olarak adil paylaşıma ve adil paylaşımdaki dönüşümünü temin ettiğimizde fakirlik sınırının altında kimse kalmaz. Eğer paylaşım adil olmazsa, üretim imtiyazcıların elinde haksız kazanca vesile olursa, orada huzursuzluk, karmaşa, düzensizlik ve haksızlık vardır. Verdiğimiz mücadelenin ana eksen yapısını bilmelisiniz. Bu ülkede sanayiciler, esnaflar, köylüler örgütlü. Yani üretilen her şeyin örgütlü muhatapları var. Bir çok arkadaşımızın fark edemedi şu; emeği örgütleyemezseniz, haksızlığa mahkum olmaya mecbursunuz. Bunu herkesin çok iyi bilmesi gerekiyor. Sendikal örgütlenmeyi bu zeminde tartışmak durumunda herkes” şeklinde konuştu.
Program, selamlama konuşmaların ardından eğitimler ile devam etti.