Süper Lig'de 2008-2009 sezonunda Hacettepe Spor Kulübü'nde oynayan, son olarak da Bölgesel Amatör Lig'deki Bursa Yıldırımspor'da kaptanlık yapan Cevher Toktaş, 23 Nisan 2020'de oğlu Kasım'ı öksürük ve yüksek ateş şikayeti ile Dörtçelik Çocuk Hastanesi'ne götürdü. Hasta, korona virüs şüphesiyle hastaneye yatırıldı. Kısa süre sonra Cevher Toktaş, doktorlara refakatçi olarak yanında kaldığı oğlu Kasım'ın fenalaştığını bildirdi. Yoğun bakım servisine alınan Kasım, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Çocuğun ölüm raporunda 'nefes yetersizliği' bilgisi yer aldı.
Olaydan 12 gün sonra ise Cevher Toktaş, karakola giderek, oğlunu kendisinin öldürdüğünü söyledi. Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekiplerince ifadesi alınan Toktaş, çocuğunu sevmediğini, sinir krizi geçirip, yastıkla boğduğunu anlattı. Toktaş ifadesinde, "Kasım'ın yanında refakatçi olarak kaldığım sırada sinir krizi geçirdim. Yataktaki oğlumun yüzüne yastık bastırdım, sonra doktorlara seslendim. Onlar da yoğun bakıma aldılar. İki saat sonra ölüm haberini aldım. Cenazesini ertesi gün Hamitler Mezarlığı'nda toprağa verdik. Herkes çocuğumun hastalıktan dolayı öldüğünü düşünüyor. Yaşadıklarım gözümün önünden gitmedi. Kasım'ı hiç sevmedim. Sevmediğim için öldürdüğümü düşünüyorum" dedi.
Adliyeye sevk edilen Toktaş, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Bursa Adli Tıp Kurumu'nda yapılan otopside çocuğun kesin ölüm nedeni belirlenemeyince savcılık, İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan rapor istedi. İstanbul Adli Tıp İhtisas Dairesi'nce hazırlanan raporda ise Kasım'ın 'boğularak' öldüğü bildirildi.
Bursa 16'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakkında 'alt soydan akrabayı kasten öldürmek' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açılan Cevher Toktaş'ın yargılanmasına devam edildi. Cevher Toktaş, duruşmaya tutuklu bulunduğu Bursa E Tipi Cezaevi'nden, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken, sanığın avukatları, anne ve babası ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın avukatı ise salonda hazır bulundu. Cumhuriyet savcısı, mütalaasını tekrar ederek sanığın, 'altsoya karşı kasten öldürme' suçundan cezalandırılmasını talep etti. Önceki celse sanığa yönelik akıl sağlığı yönünden alınması istenen raporun geldiği, sanığın cezai ehliyetinin tam olduğu belirtildi.
Mahkeme heyeti, karar aşamasına gelen duruşmada, Cevher Toktaş'a son sözünü sordu. Toktaş, hasta olan çocuğunu doktora götürmediği için kendisini cezalandırmak istediğini belirterek, "22 gün boyunca hastaydı, öksürdü, doktora götürmedim. Hastalanmasının sebebi de bendim, sürekli pencereleri açıyordum. Özel hastaneye götürebilirdim, cimrilik yaptım, götürmedim. Kendimi affedemediğim için yaptım. Olayın buralara geleceğini düşünemedim. Çocuğumu ben öldürmedim. Suçlamaları kabul etmiyorum" dedi. Sözlerine devam eden sanık, topluma mal olmuş bir birey olduğunu ve yıllarca profesyonel futbol oynadığını söyledi.
Oğluna yönelik söz konusu eylemi gerçekleştirmesi için 'cinnet' gibi herhangi bir durumun oluşması gerektiğini ifade eden Toktaş, olay günü belli aralıklarla telefon görüşmeleri yaptığını ve hemşireleri aradığını söyledi. Bu arama kayıtlarına bakıldığında eylemi gerçekleştirecek vaktinin olmadığının anlaşılacağını belirten Toktaş, rahatsızlanan oğlunu bir süre hastaneye götürmediği için, yaşadığı vicdan azabı karşısında bedel ödemek istediğini iddia etti. Bu yüzden emniyete gidip ifade verdiğini ileri süren sanık, ifadesinin polisler tarafından şekillendirildiğini öne sürdü. Kendisinin de tutuklanmak istediği için, aksi beyanda bulunmadığını söyledi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili ise, sanığın mütalaa doğrultusunda cezalandırılmasını talep ederken, sanık avukatları, müvekkillerinin eylemi gerçekleştirdiğine dair somut delil bulunmadığını söyleyerek beraat talep etti. Mahkeme heyetince son sözü sorulan sanık Cevher Toktaş, "En güzel kararı vereceğinizi düşünüyorum. Teşekkür ederim" dedi. Verilen aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanığa 'alt soydan akrabayı kasten öldürmek' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi.