Samsun 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın ilk duruşmasına katılan Çetinkaya, hakkındaki suçlamaları kabul etmedi.
Sinop Valisi olarak görev yaparken 15 Temmuz sonrası görevden alınan Yasemin Özata Çetinkaya hakkında FETÖ/PDY soruşturması kapsamında dava açıldı. Samsun 3. Ağır Ceza Mahkemesinde bugün görülen davanın ilk duruşmasında tutuksuz olarak yargılanan Yasemin Özata Çetinkaya kendini savundu.
2015 yılı Şubat ayında Sinop Valiliğine atandığını belirten Yasemin Özata Çetinkaya, eşi Temel Çetinkaya ile kaymakam vekilliği döneminde Isparta’da tanıştığını belirterek, "Eşim o dönemde Isparta İl Merkez Jandarma Komutanlığında görev yapıyordu. Benim vekalet yaptığım Gönen ilçesindeki Asayiş Tabur Komutanlığına da vekaleten bakıyordu. Bu sebeple tanıştık. Evliliğimiz örgütsel anlamda katalog evliliği değildir. Çocuklarım örgüte müzahir hiçbir okulda okumamıştır. Benim FETÖ/PDY örgütü ile organik ya da inorganik hiçbir bağlantım yoktur. Örgüt üyesi olmadığım için etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmam da söz konusu değildir. Örgütün sohbet ya da başka toplantılarına katılmadım. Ayni ya da nakdi yardımda bulunmadım. Örgüte müzahir gazete ya da dergilere abone olmadım. Örgütün dershanelerine gitmedim, yurtlarında kalmadım. Benim öğrencilik ve memuriyet hayatımda hiçbir zaman FETÖ /PDY Silahlı Terör Örgütü ile yolum kesişmemiştir. Sempati boyutunda dahi münasebetim olmamıştır. Hatta bu yapılanmayı ve faaliyetlerini tasvip etmediğimi her ortamda dile getirdim ve buna yönelik icraatlarım da bulunmaktadır" dedi.
"Sinop Sıkıyönetim Komutanlığına Samsun Garnizon Komutanının atandığını daha sonra öğrenmiştik"
Kendisinin Sinop Valisi olarak görev yaparken eşinin de Sinop İl Jandarma Komutan Yardımcısı olduğunu hatırlatan Yasemin Özata Çetinkaya, "Ancak, Alay Komutanı Şefaettin Serten 15 Temmuz 2016 tarihi öncesinde izne ayrıldığı için 15 Temmuz 2016 tarihinde eşim Sinop İl Jandarma Alay Komutanlığına vekalet ediyordu. Darbe teşebbüsü gecesinde Sinop Sıkıyönetim Komutanlığına Samsun Garnizon Komutanının atandığını daha sonra öğrenmiştik. Sinop il ve ilçelerinde darbe teşebbüsüyle ilgili olarak fiili hiçbir hareketlenme olmamıştır. 15 Temmuz 2016 günü saat 19.00 sıralarında mesaiden çıktıktan sonra konuta gittim. Akşam yemeğimizi yedikten sonra eşimle birlikte rutin olduğu üzere konuttan şehir merkezine doğru yürüyüşe çıktık. Üzerimizde spor kıyafetlerimiz vardı. Şehir merkezindeki Jandarmanın Askeri Gazinosuna vardığımızda saat 22.00 civarı idi. Ben lokal bölümünde otururken eşim restoran bölümüne sipariş vermeye gitti. 3-5 dakika sonra eşim yanıma geldi. Elinde cep telefonu vardı ve telefonunda bir şeylere bakıyordu. Cep telefonundaki sosyal medya hesabından ülkede bir hareketlenme olduğunu anlamış ve ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Yine kendi ifadesine göre Sinop Jandarma Alayında aranarak alaya intikal etmesini istemişler. Yaklaşık 15 gün evvel Amerika'daki 11 Eylül saldırısına benzer saldırılar olabileceği şeklinde istihbarat bilgisi Valiliğimize gelmişti. Ben o gece TBMM üzerinde uçakların uçması ve Boğaz Köprüsü’nün kapatılmasını bu anlamda eylemler olarak yorumladım. Bu istihbarat bilgisinden sonra ildeki kritik yerlerden Sinop Havaalanında önlem aldırdım. Ben 15 Temmuz gecesi TBMM üzerindeki uçuşları buna bağladım. Yine bazı sosyal medya hesaplarından bir darbe girişimi olabileceğinden bahsediliyordu ancak ben buna ihtimal vermedim. Daha sonra TSK'nın değil de TSK içerisindeki bazı grupların böyle bir kalkışma içerisinde olabileceklerini düşünmeye başladık. Ancak, yetkili birimlerden böyle bir teyit edici bilgi gelmedi. Eşimi Jandarma Alayına bıraktırmak için aracı çağırdık. Ben de konuta dönecektim. Eşimi alay nizamiyesine saat 22.48 sırasında bıraktım. Saat 23.00'te de ben valilik konutuna geçtim. Konutta televizyonu açtım. Boğaz Köprüsü ve TBMM üzerindeki uçuşlardan bahsedilip bunun terör saldırısı olabileceği yorumları yapılıyordu. Bunun üzerine eşimi aradım.
Çağrılma sebebini ve gelen mesajları sordum. Sıkıyönetim ile ilgili mesajlar geldiğini ve durumu o anda öğrendiğini söyledi. Eşime bu durumun TSK'nın işi olmayıp, 2016 yılı Ağustos Yüksek Askeri Şurasında ordudan atılması planlanan 300-400 kişilik bir grubun işi olabileceğini söyleyip hiçbir işlem yapmaması gerektiğini belirttim. Yine eşime İçişleri Bakanlığını arayıp talimat alacağımı söyledim. Saat 23.47 sıralarında İçişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mehmet Tekinaslan ile telefonda görüştüm. Mehmet Tekinaslan bana fiilen olanların TSK'nın işi olmayıp, TSK içerisindeki FETÖ /PDY Silahlı Terör Örgütü mensuplarının kalkışması olduğunu ve kesinlikle müsaade edilmemesi ve karşı durulmasını belirtti. Hatta tam tabirle 'askere kesinlikle adım attırmayın' dedi. Askerden girişim olması halinde emniyetin karşılık vereceğini, emniyet işe kayıtsız kalırsa il valilerinin bizzat başka unsurları devreye sokarak direnilmesini belirtti. Yine Mehmet Tekinaslan Valilik binalarında ve Valilik konutlarında kalmayıp güvenli bir yere geçmemizi söyledi. Müsteşar yardımcısı ile yapılan görüşme içeriğini Sinop İl Emniyet Müdürlüğü ve İl Jandarma Komutanlığı ile paylaştım. Yapılan istişare sonucu Sinop DSİ Müdürlüğündeki lokale geçmeye karar verdim. Saat 00.00'dan sonra ben, İl Jandarma Komutanı ve Emniyet Müdürü ile birlikte DSİ lokaline gittik. Çünkü Müsteşar Yardımcımız Jandarma Komutanı ve Emniyet Müdürü ile birlikte güvenli bir yere gitmemizi söylemişti. Lokale geçtikten sonra yapılacak şeyleri Jandarma Komutanı ve Emniyet Müdürü ile konuştum. Ayrıca ben bağlı ilçe kaymakamlıklarını aradım. Müsteşar Yardımcımızın ve bakanlığın talimatını kaymakamlıklara ilettim. Benzer şekilde güvenli bir yere geçip gelişmeleri takip edip gerekli kararları almalarını söyledim, buna ilçe kaymakamları şahittir. Lokalde iken eşim alaya gelen mesajdan öğrendiği bilgiye göre Samsun Garnizon Komutanının Sinop iline Sıkıyönetim Komutanı olarak atandığını söylemesi üzerine ben Samsun Sinop il sınırında tedbir alınmasını istedim. Emniyet Müdürümüz Yusuf Diner Samsun sınırında bir ekip olduğunu ve bir gelişme olması halinde bilgi vereceğini söyledi. Yine eşim Sinop İl Jandarma Komutanlığının bağlı bulunduğu Kastamonu Jandarma Bölge Komutanının darbecilerin sıkıyönetim listesinde görevli olarak adının olduğunu ve Kastamonu ilinden de Sinop iline tehdit gelebileceğini belirtti. Zira eşim Kastamonu Jandarma Bölge Komutanına vekalet eden kişiyle telefonda görüşmek istemiş ancak bu şahıs eşimin telefonunu reddetmiştir. Ben bu sebeple Kastamonu sınırında da önlem alınması konusunda talimat verdim. Hatta Sinop Emniyet Müdürlüğü TEM Şube Müdürü Alpaslan Özdağlı'ya Kastamonu sınırındaki önlemi Boyabat Bölge Trafik ekiplerinin alması yönünde talimat verdim. Kısaca darbe girişimi olduğunu anlayınca buna yönelik olarak eşimle birlikte darbenin önlenmesi ve Sinop ilinde böyle bir kalkışmaya sebebiyet verilmemesi amacıyla bütün önlemleri aldık. Müsteşar yardımcımızla görüşürken başka bir telefondan dönemin Sinop Başsavcısı Ozan Kaya'nın beni aradığını görünce cevaben görüşme sonrası kendisini aradım. Ya da başsavcı da beni aramış olabilir. Saat 00.00'dan önce başsavcı ile görüştüm. Müsteşar yardımcımızın talimatlarını kendisine söyledim. Kriz masası toplayacağımızı, emniyet ve jandarma birimlerinin geleceğini, bunun için güvenli bir yer aradığımızı, yeri belirleyince de kendisini arayacağımı ifade ettim. Saat 00.00'dan sonra DSİ lokaline giderken başsavcıyı tekrar aradım. Kriz masasının DSİ lokalinde toplanacağını, herkesin oraya geldiğini ve kendisini de oraya beklediğimizi söyledim. Başsavcı eşim Temel Çetinkaya'yı aradığını ve ulaşamadığını söyledi. Ben de bir yoğunluk olduğunu, DSİ'de görüşebileceklerini söyledim. Lokale geçtikten sonra korumalarıma talimat vererek başsavcının korumalarını aramalarını ve toplantıya başladığımızı iletmelerini istedim. Korumalar başsavcıyla irtibat kurmuşlar ancak başsavcı toplantıya katılamayacağını belirtip telefona eşimi istemiş. Korumalar telefonu eşime getirdiler. Başsavcı ile eşim saat 01.00 civarında telefonla görüştü. Görüşmede başsavcı eşine sıkıyönetim mesajlarını sormuş, eşim de alaya mesajların geldiğini söylemiş. Başka bir şey konuşmamışlar. Başsavcı saat 03.00 sıralarında eşimi arayarak sıkıyönetim mesajlarını istemiş. Eşim de mesajları adliyeye gönderdi. Ben darbe karşıtıyım. Suçsuzum" şeklinde konuştu.
Duruşma ileri bir tarihe ertelendi.