İsviçre'de polis memuru olarak görev yapan Thomas Kellenberger, tatile gittiği Filipinlerde gördükleri karşısında hayrete düştü. Sokakta yatan, çöpten beslenen ve fuhuş yapmaya zorlanan çocukların dramına şahit oldu. Bu durumdan etkilenen Thomas, gördüklerini anlatmak, yardım toplamak ve bu duruma tepki çekmek amacıyla yürüyerek dünyayı gezmeye karar verdi. İlk olarak İsviçre'deki polislik görevini bıraktı. Akabinde ise Filipinler'de "Island Kids Phlippines" adında bir dernek kurdu. İsviçre'den yürüyerek yola çıkan Thomas, sırasıyla İtalya, Slovakya, Hırvatistan, Bosna Hersek, Montenegro, Arnavut, Kosova, Sırbistan, Bulgaristan'ın ardından Türkiye'ye ulaştı. Türkiye'de ilk olarak İstanbul'a giden Thomas'a burada Marjin Stucki eşlik etmeye başladı. İkili yürüyerek Samsun'a kadar geldi. Burada Olgun Aydoğan isimi vatandaşın evine konak olan Thomas ve Marjin'in Türkiye'den sonraki rotası Gürcistan, Azerbaycan, İran, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan, Tacikistan, Pakistan, Hindistan, Nepal, Bangladeş, Myanmar, Laus, Vietnam, olacak. Thomas'ın bu zorlu yolculuğu Filipinler'de bitecek.
O ÇOCUKLARI KURTARMAYI HAYAL EDİYORUM
Thomas'ın çocukları kurtarması için toplamayı hedeflediği miktar 167 bin frank. Şu ana kadar gezdiği yerlerde 65 bin frank kadarını toplayan Thomas, bu miktarı toplayana kadar yürüyeceğini belirtti. Yaşadığı serüveni anlatan Thomas, "Filipinler çocuklarının, izin zamanında tatile gittiğimde baya bir zor durumda olduğunu gördüm. Filipinlerdeki kız çocuklarının 10 yaşında satıldığını gördüm. Bunlar bana çok acı verdi. Bu yüzden yürüyüşe çıktım. İşten çıktım. Polislik mesleğinden istifa ettim. Derneğimi Filipinler'de kurdum. Orada dernek başkanıyım. Bu küçük çocuklara yardım etmek için para topluyorum. Bütün iş adamlarına sesleniyorum. Tabii ki zorluklar yaşadık. Kar ile savaştık. Her zorluğun arkasında güzel bir başarı vardır. O başarıyı şöyle düşünüyorum. O çocukları kurtartmayı hayal ediyorum. Arkadaşlar internetten insanların para yatırdıklarını görüyor. O benim motivasyonumu yüksek tutuyor. Bunun için savaşıyorum. Türkiye’de hiçbir problem yaşamadık. Türkiye çok misafirperver bir ülkedir. Evlatları gibi herkes bizi evlerine davet etti. Çay, kahve, çorbalarını verdiler. Bizlerle beraber yaşadılar. Hikayemizi herkes dinledi. Bu konuda hiç kimse engel olmadı" dedi.