Genetik bir rahatsızlık olan ve halk arasında tavuk karasıve gece körlüğü olarak bilinen retinitispigmentosa hastalığına yakalanan Halime Yıldız, bu hastalığın aslında kaderi olduğunu biliyordu. Çünkü annesi ve babası aynı rahatsızlıktan dolayı kör olmuştu. İlk başlarda görebilen Yıldız, 35 yaşından sonra tamamen görme yeteneğini kaybetti. Şu anda insanları sadece bir karartı olarak gören Yıldız’ın hayatı, aslında hiçte karanlık değil. O, görme yeteneğini kaybettikçe, hayata dört elle sarılan, kör olduktan sonra yeteneklerini keşfeden ve milli bir sporcu olarak başarılara imza atan, örnek bir engelli. Geçen sene İzmir’de gerçekleştirilen Türkiye Görme Engelliler Atletizm Şampiyonası’nda birinci olan Yıldız, 17-19 Nisan’da, Bursa’da gerçekleştirilecek şampiyonaya hazırlanıyor. Tekrar şampiyon olmayı hedefleyen Yıldız, “Her şey görmek değil, hayata sarılmak için birçok neden var” sözleriyle, adeta herkese umut oluyor.
HAYAT YAŞAMAYA DEĞER
Bir gün tamamen kör olma duygusunu ile yaşamanın aslında zor olduğunu belirten Yıldız, “Tamamen kör olacağımı bilmek bana ilk başta ölüm gibi geliyordu. Hep ne yapabilirim diye düşünüyordum. Bir gün Altı Nokta Körler Derneği ile tanıştım. Orada sımsıcak dostluklar kurdum. Spora yöneldim. İlk başta goalball oynamaya, daha sonra cirit atmaya başladım. 2016 yılında milli takıma girdim. Fas’a gittim. Geçen sene İzmir’de yapılan şampiyonada birinci oldum. Bu sene 17-19 Mayıs’ta Bursa’da yapılacak şampiyonalar için hazırlanıyorum. Ve başarılı olmayı çok istiyorum. Bütün bunları kör olduktan sonra yaptım. Ve aslında her şeyin, görmek olmadığını anladım. Hayata sarılmak için birçok neden var. Sevebileceğiniz, başarabileceğiniz o kadar çok şey var ki. Hayat yaşamaya değer. Kimse umudunu kaybetmesin” dedi.
SOSYOLOG OLMAK İSTİYORUM
OMÜ Tıp Fakültesi Sağlık Merkezi’nde santral memuru olarak görev yapan Yıldız bir yandan da Sosyoloji Bölümü’nde okuyor. En büyük hayalinin sosyolog olup dez avantajlı gruplarla çalışmak olduğunu kaydeden Yıldız, insanların engellilere karşı olan bakış açılarının değişmesini istiyor. Her şeyden önce bir birey olduklarını söyleyen Yıldız, “Ben görme engelli olmaktan şikayetçi değilim. Aslına bakarsanız pek çok arkadaşım da şikayetçi değil. Beni üzen şey, insanların bize olan bakış açıları. Önce engelimizi görmesinler. Bizim de bir insan olduğumuzu ve herkes gibi bir yaşantımızın olduğunu bilsinler istiyorum” diye konuştu.
HAYATIM DOLU DOLU GEÇİYOR
Şiir ve hikaye de yazdığını sözlerine ekleyen Yıldız, “Şiir ve öykü yazmayı çok seviyorum. 2015 yılında Türkiye Görme Özürlüler Kütüphanesi’nin öykü yarışmasına, ‘En Son Sesin ve Sesim Gitti’hikayemle katıldım ve 3. oldum. Tiyatro ile de ilgileniyorum. Altı Nokta Körler Derneği Samsun Şubesi olarak Sempatik Tiyatro adlı bir grubumuz var. Halk oyunlarına meraklıyım. Hayatım hep dolu dolu geçiyor. Bu hayatta beni destekleyen herkese çok teşekkür ediyorum” dedi.
Ayşe KUŞCU KAYA