Gümrüklerde biyokaçakçılık konusundaki tehlikeye dikkat çeken Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Hidrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nazmi Polat, biyokaçakçılığın önüne geçebilmek için bütün gümrüklerde alanında uzmanlaşmış biyologların bulundurulması gerektiğini söyledi.
Gümrüklerden kaçırılan veya ülkenin flora ve faunasını tehdit eden istilacı türlerin gümrüklerden sokulabildiğini belirten Prof. Dr. Nazmi Polat, bu duruma yetkililerin acil önlem alması gerektiğini bildirdi. Alanında ihtisas yapmış biyologların gümrüklerde çalıştırılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Nazmi Polat, bu yolla biyokaçakçılığın önüne geçilebileceğini söyledi. Bazı ülkelerin biyolojik silahlar geliştirdiğini ifade eden Polat, yakın bir zamanda çıkabilecek muhtemel bir biyolojik savaşa karşı şimdiden önlem alınması gerektiğini dile getirdi.
"Hissedilmeyecek şekilde bu kaçakçılık yapılmaktadır"
Türkiye'nin biyolojik zenginliğinin farkına varması gerektiğini belirten Polat, "Ülkemiz biyolojik zenginliklerinin envanterini çıkarmalı ve bunlara sahip çıkmalıdır. Bu hem bilinçli yurttaşlar yetiştirerek hem de saldırılara karşı korunmak suretiyle yapılabilir. Dünyanın bir çok ülkesinde biyokaçakçılık adını verdiğimiz sorun çok aktüel ve güncel bir konudur. Hissedilmeyecek şekilde bu kaçakçılık yapılmaktadır. Özelliklerde gümrüklerimizde biyolojik çeşitliliğimizle ilgili bir çok endemik türümüz, bitkimiz, hayvanımız maalesef kaçırılmaktadır. Bu kaçırılışları engelleyebilmek için işinde uzmanlaşmış neyin nasıl taşınabileceğini bilen ve onu tanıyabilen; ihtisas yapmış biyolog kadrolarının gümrüklerde istihdam ederek bu kaçakçılığın önüne geçebiliriz. Sadece yurt dışına kaçışlar değil; ülkemizin doğal flora ve faunasını tehlikeye atacak istilacı türlerin girişlerine de müsaade etmemek için kendini yetiştirmiş biyolog kadrolarına acil ihtiyacımız var. Yetişmiş elemanlarımızı gümrüklerde değerlendirerek öz varlıklarımızın kaçışına ve öz varlıklarımızın tükenmesine sebep olacak türlerin ülkemize girmesini engellemeliyiz. Çünkü doğayı ve ekolojiyi, kaçırılan ve içeri sokulan türlerle tahrip ettiğimiz vakit bu tahminlerin ötesinde tahribatlara neden olmaktadır. Bu tahribatı gidermek çok kolay değil. Şuan iç sularımızda insanlarımızın 'İsrail Sazanı' adını verdiği karasius türleri maalesef doğal faunamızı çok ciddi şekilde tahrip etmekte ve bir çok ekonomik türün yok olmasına sebep olmaktadır. Bunun gibi girişlere müsaade etmemek için veya fauna flora elemanlarının kaçırılmasını engelleyebilmek için gümrüklerde biyolog kadrolarını istihdam ederek bunu engellemeliyiz. Bu kaçakçılık sadece karayoluyla değil, hava yolu deniz yolu gibi bütün ulaşım yolları ile yapılmaktadır. Yurt içine gelenler ve yurt dışına çıkanlar donanımlı kişilerin kontrolünde giriş ve çıkışlarını yapılması gerekir" dedi.
"Biyolojik savaş tehlikesi"
Biyolojik savaş tehlikesine dikkat çeken Polat, "Biyolojik savaş çok yakın bir gelecekte çok acı sonuçlarını görebileceğimiz bir silah durumuna gelmiştir. Birçok ülke bu noktada ateşli silahların yaptığı tahribatı oluşturacak biyolojik silahlar geliştirmiştir. Bu noktada tedbir alıp biyolojik savaşa karşı donanımlı biyologlar yetiştirip geleceğin stratejik silahına karşı ülkemizi biyolojik savaşa karşı hazırlıklı hale gelmemiz gerekir. İnsanlığın var olduğu tarihten bu yana savaşlar hiç bitmemiştir. Savaşların şekli değişmektedir. Yakın bir gelecekte çıkması muhtemel biyolojik savaşlara karşı bizim şimdiden tedbir alıp, biyolojik savaş unsurları ile mücadeleyi bilen biyologlar yetiştirmeliyiz ki bu gün teknoloji de çektiğimiz sıkıntıları çekmeyelim" diye konuştu.