Kuş dedektifi Emin Yoğurtçuoğlu, Kızılırmak Deltası ziyaretinde kış ayları olmasına rağmen ve 13 saat gibi kısa bir sürede 113 kuş türünü fotoğraflayarak kayıt altına aldı.
TÜRKİYE'DE BENZERİ ÇOK AZ
Kızılırmak Deltası’nın önemini anlatan Emin Yoğurtçuoğlu, “Türkiye’de toplam 485 resmi olarak kaydedilmiş kuş türü var. Bunların da 359 tanesi Kızılırmak Deltası’nda. Neredeyse Türkiye’deki çeşitliliğin 4’te 3’üne ev sahipliği yapıyor. Türkiye’de buna benzer çok az örnek var. Gerçek manada iyi bir doğa koruma faaliyeti ve insanlara kuşları, doğayı anlatabileceğimiz mükemmel bir alan burası” dedi.
ENDER TÜRLERLE KARŞILAŞTI
Deltaya yaptığı ziyareti aktaran Kuş Dedektifi Yoğurtçuoğlu, “07.30’da yani güneşin doğma saatiyle başladığımız arazi 13 saat sürdü ve toplamda 113 tür kaydettik. Bu Türkiye’deki tür sayısının 4’te 1’i baktığınızda. Nerede ne olur tahmin ederek gidip bakarak o şekilde bu sayıyı artırdık. Çok daha fazlası da olabilirdi. Çok kolay türleri göremedik. Ama çok özel türler gördük. Bunlardan en özeli de nadir bir kış ziyaretçimiz olan kulaklı batağanı kaydetmek oldu. Hatta bu türün deltadaki en erken kış kayıtlarından biri olmuş. Uzun zamandır deltada görülmeyen, soyu tükenme tehlikesindeki dikkuyruk ördeğini gördük. Kuğu, tarakdiş ördeği, paspaş patka, dikkuyruk, sülün, kulaklı batağan, gökçe güvercin, saz horozu, turna, altın yağmurcun, kızkuşu, kervançulluğu, çamurçulluğu, çeltikçi, karaleylek, Van Gölü martısı, balaban, kara çaylak, peçeli baykuş, yalıçapkını, çorak toygarı, bıyıklı baştankara günün önemli türleri oldu benim için” diye konuştu.
YANGIN YABAN HAYATINI ETKİLEMEDİ
Kızılırmak Deltası’nda yaklaşık 2 ay önce meydana gelen yangından bahseden Yoğurtçuoğlu, “İnsanlar maalesef çok çabuk bir şeylere inanıyorlar. Olumsuz şeylere çok fazla prim veriyoruz. Kızılırmak Deltası’nda yandığı söylenen yer, öyle deltanın ‘Mutlak Koruma Sahası’ içinde değil bir kere. Sadece ufak bir yerde yangın çıktı ve çoğu yanan kısımda ağaç bile yoktu. Çok az ağaç vardı. Benim bildiğim ve gözlemlediğim o. Herhangi bir yaban hayatına etkisi olmadı. Ben deltada bütün gün dolaştım. 35 kilometre yol yaptım. Oraya gitmedim bile. Orası normalde de gittiğimiz bir yer değil. Deniz kenarında olan küçük bir bölge. Daha çok dikenli sulak bitkilerden yanmıştı. Aradan bir ay geçtiğinde biz gidip baktığımızda tekrar toparlamaya başlamıştı bu bitkiler. İnsanların böyle bir şeyi etrafa yayarak neye yol açabilecekleri düşünerek konuşmaları gerekiyor. Bu çok kötü bir izlenim bırakıyor. ‘Kızılırmak Kuş Cenneti’ni yakıyorlar’ gerçekten bu olduğu zaman, öyle bir ciddi bir şey yaşansa biz hemen gündeme getiririz” şeklinde konuştu.