OMÜ’nün 43. yıl kuruluş yıl dönümü töreni Rektör Bilgiç’in Atatürk Heykeli’ne çelenk sunumuyla başladı. Ardından Mustafa Kemal Atatürk ve şehitlerin aziz hatırası için saygı duruşunda bulunularak, İstiklal Marşı okundu. Törenin sunuculuğunu üstlenen Öğrenci Konseyi Başkanı Muhsin Oğul, Türkiye’nin çok değerli bilim ve eğitim kurumu OMÜ’nün 43. kuruluş yılı vesilesiyle ülkemizin kurucusu, büyük lider Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e şükran sunmak amacıyla bir araya geldiklerini söyledi. Ardından söz alan Rektör Prof. Dr. Sait Bilgiç, tüm katılımcılarla bu özel ve anlamlı günde bir arada olmaktan duyduğu mutluluk ve memnuniyeti dile getirdi.
“OMÜ’nün tarihten gelen bir sorumluluğu var”
Rektör Bilgiç, 43 yılın dünya ölçeğinde üniversiteler tarihi için görece az bir zaman dilimi olmakla birlikte ülkemizde kurulan üniversitelerin tarihi bakımından orta ölçekte bir zaman dilimi olduğunu belirterek, “Üniversitemiz tabii kurulduğu şehir ve taşıdığı isim itibariyle önemli bir misyon ve anlam yüklenmiş durumda. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolda ilk adımların atıldığı kent olan ve o günün adını taşıyan Samsun’da bulunan OMÜ, üniversite olarak görevlerini hakkıyla yerine getirmenin ötesinde Samsun’un bu tarihî ve anlamlı rolü açısından kendisini çok belirgin bir şekilde öne çıkarmak zorunda. O nedenle çok fazla çalışmamız gerektiğinin farkındayız. Üniversitemiz bugün itibariyle ulaştığı büyüklüğü itibariyle kendi bünyesinden Amasya, Ordu ve Sinop Üniversiteleri olmak üzere 3 üniversite çıkardı. Yakında da 1 kardeşi olacak inşallah, Samsun Üniversitesi adı altında. OMÜ olarak bu üniversitemizin de gelişimine ve büyümesine her türlü desteği verecek; her türlü imkanımızı bu yönde kullanacağız” dedi.
OMÜ’nün hemen hemen her alanda eğitim veren ve araştırma yapan büyük bir üniversite olduğunu kaydeden Rektör Bilgiç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Üniversitenin bu sayısal büyüklüğünü bizlerin daha anlamlı hale getirme mecburiyeti var. Adını sadece tarihsel mirasından değil, buna ilaveten başarılarıyla güçlendirmek durumunda. Bulunduğu şehrin önemli bir markası ama bu markayı daha da kuvvetlendirmek ve tanınır hale getirmek bizim gayretlerimize ve çalışmamıza bağlı. Bizler çalışıp sağlam ve yarara dönüşecek bilgiler, teknolojiler ürettiğimizde, ayrıca yetiştirdiğimiz insan gücünün öncelikli olarak tercih edilebilir hale geldiğini gördüğümüzde, ancak başarılı olduğumuzu söyleyebiliriz. Çünkü üniversitelerimiz bugüne kadar genelde başarılarını sahip oldukları fiziki imkânlar ve personel sayısı bağlamında gördüler. Lakin bunun böyle olmadığını, özellikle uluslararası alanda hareketli olan akademisyenlerimiz, gittikleri-gördükleri üniversitelerden anlayabiliyorlar. Çalışmak farklı bir şey, yönetim olarak da bizim karşılaştığımız durumlardan birisi, söz konusu fiziki imkânların ve donatıların daha da geliştirilmesi, hep öne çıkması yönünde oldu. Oysa yeterli çalışma imkanlarına sahip olmamıza rağmen o alanlara odaklandığımız için esas yapmamız gereken işin yerine getirilmesinde zaman zaman kendimizi olumsuz etkileyecek noktalar da olabiliyor. OMÜ; hakikaten kampüsü, fiziki imkanları ve insan gücü itibariyle başarılı olmasının önünde hiçbir engelin bulunmadığı üniversitelerden birisi. Eğer bir başarısızlık olursa bunun esas kaynağı çalışanlar olarak bizlerizdir. Çok daha fazla ve hızlı çalışarak hedeflediğimiz noktalara ulaşacağımızdan şüphemiz yok. Çünkü ülkemizin beklentileri ve ihtiyaçları belli. Dolayısıyla bu konuda çok çalışıp doğru bir şekilde odaklanmaktan başka bir yol olmadığını biliyoruz. Türkiye’nin bütün vatandaşlarının da birlik ve beraberliğimizin öneminin farkında olması çok önemli. Biz birlikte olduğumuz takdirde, görevimizin ve sorumluluğumuzun bilinciyle hareket ettiğimizde karşılaştığımız sıkıntıların boyutu ne olursa olsun bunun üstesinden gelememek diye bir şey söz konusu değil. Bu anlamda bizler bu birlikteliğe katkı sağlayacak önemli ve bir kurum ve aktörüz. Üniversiteler, özerk kurumlar ve fikir üretmekte özgürler; bu özelliklerini muhafaza ederek ülkenin birliği ve bütünlüğünden yana da tavır koymak, duruş sergilemek mecburiyetinde olduklarını düşünüyorum. Çünkü dünyanın gözü üzerimizde, çok farklı senaryolar planlanmakta, oyunlar oynanmakta ve bu da zaman zaman bizim kendi insanımızın eliyle sahnelenebilmekte. Bizim buna mani olabilmemiz için toplumumuza, birey olarak özgür ve alanlarında çok iyi yetişmiş, dünya gerçeklerini çok iyi bilen gençleri kazandırmamız gerekiyor. Onun için de bizim bir defa örnek olmamız lazım. İnşallah bütün OMÜ ailesi bunu yapıyordur, yapacaktır kanaatindeyim. Hepinize katılımınızdan dolayı çok teşekkür ediyorum. Nice yıllarda buluşmak dileğiyle. Üniversitemiz de nice yılları ve yıl dönümlerini OMÜ ailesi olarak şüphesiz yaşayacaktır. Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.”
Törene Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Mehmet Kuran, Prof. Dr. Vedat Ceyhan ve Prof. Dr. Mehmet Ali Cengiz, Genel Sekreter Doç. Dr. Menderes Kabadayı, Üniversite Senato üyeleri, daire başkanları, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.