Madde kullanımının yaş ortalamasının 8'e düştüğünü belirten Çocuk ve Ergen Psikolojisi Uzmanı Psikiyatr Melih Nuri Karakurt, "Samsun, kozmopolit yapısı ve coğrafi konumu nedeniyle maddeye ulaşma ve madde kullanma konusunda risk altında" dedi.
YAŞ ORTALAMASI 8'E DÜŞTÜ
Samsun’da madde kullanımın gün geçtikçe arttığını ifade eden Karakurt, "Samsun coğrafi konumu itibariyle ve kozmopolit yapısıyla maddeye ulaşım ve kullanımı açısından riskli bir bölgede. Türkiye’deki veriler çok güvenli değil ancak şunu net olarak ifade edebilirim ki, Samsun’da madde kullanımı gün geçtikçe artmakta. Madde kullanımının yaş ortalaması 8'e düştü.Şehrimiz, bu konuda Türkiye ortalamasının üstünde. Bu anlamda Samsun maalesef ki şansız" diye konuştu.
ÇOCUKLAR BONZAİYE RAHAT ULAŞIYOR
Maddi yoksunluğun da madde kullanımını etkilediğini kaydeden Karakurt, “Çocukluktan başlayan birtakım psikiyatrik hastalıklar, ileriki yaşlarda madde bağımlılığına yol açıyor. Hiperaktivite ve davranış bozukluğu olan çocuklar madde kullanabiliyor. Bu çocuklar, aile içi çatışmalardan çok fazla etkileniyor. Sosyal destek göremeyen çocuklar, okula devam edemiyor. Erken yaşta çalışmaya başlıyor. Ve çevresel müdahalelere açık hale geliyor. Eğitimine devam edemeyen her 5 çocuktan biri madde kullanıyor. Ekonomik durum da bu konuda çok etkili. Açıkçası, fakirlik madde kullanım riskini arttırıyor. Bu, bilimsel bir gerçek. Ekonomik seviyesi düşük ailelerin çocukları bonzai, tiner, bali gibi maddelere çok rahat ulaşabiliyor” şeklinde konuştu.
AİLELER DİKKATLİ OLMALI
Madde kullanımı konusunda ailelerin uyanık olması gerektiğini belirten Karakurt, “Uçucu maddelerin ya da bonzai gibi sentetik uyuşturucuların ilk başlarda çok büyük bir etkisi olmaz. Bu durumda ailelerin çok dikkatli olması gerekiyor. Aileler, çocukları konusunda uyanık olmalı. Çocukta görülen davranış değişiklikleri bu konuda çok önemli. Çocuğun uyku düzenindeki değişiklik, notlarının düşmesi, eve geç gitmesi, eve gittiğinde odasına kapanması, kapısını kitlemesi, fazla miktarda para harcamaya başlaması, sinirlilik hali, içe kapanması durumlarında ailelerin dikkatli olması lazım” ifadelerini kullandı.
SUÇLAMAK UÇURUMA SÜRÜKLER
Ailelerin suçlayıcı tavrının, çocuğu uçuruma sürükleyeceğini söyleyen Karakurt, “Çocuğunun madde kullandığından şüphelenen anne ve babalar, ilk olarak dolaylı yollardan ip uçları aramalı. Çocuğu rahatsız etmeden cebine, çekmecelerine ve çantasına bakmalı. Daha sonra sakin bir tavırla, çocuğu suçlamadan iletişime geçmek gerekiyor. Davranışındaki değişiklikler hakkında endişelendiğimizi ve doktora gidilmesinin önemli olduğunu belirtmemiz çok önemli. Eğer çocuk doktora gitmek istemiyorsa, çocuktan idrarı istenebilir. Hastanemizde, çok rahat ve geniş bir perspektifte, çok hassas ölçümlerle madde tarama testi yapılıyor. Ve 3-4 aylık bir periyodun sonucu elde ediliyor. Aile eğer hastaneye gelmek istemiyorsa, eczanelerde bulabileceği testlerle de çocuğun madde kullanıp kullanmadığını öğrenebilir” dedi.
BAĞIMLILIK BİR HASTALIK
Madde tedavisi ve sonrası hakkında yapılması gerekenleri anlatan Karakurt, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Bağımlılık gerçekten bir hastalık. Bazı kişiler, bağımlılık anlamında çok yatkın. Bunun genetik ve biyolojik kökenleri var. Tedavide, çocuğun isteği çok önemli. Kendi isteğiyle gelen çocuk da iyileşme oranı daha yüksek oluyor. Tedaviyi sadece ilaç olarak görmemek lazım. Bu süreçte ailenin desteği, çevre değişikliği çok önemli. Tedavi sonrası ise genetik yatkınlık, bağımlılığın nüksetme oranını arttırıyor. Ayrıca çocuk, tedavi sonrası madde kullandığı çevreye dönerse, okulla ve aile ile ilgili problemlerini çözmese, maddeye geri dönme oranı da bir o kadar artıyor.”
Ayşe KUŞCU KAYA