Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan, Meclis Genel Kurulu'nda CHP'li milletvekillerinin 'istifa' yazılı dövizleri ve sloganlarıyla protesto edilmesinin ardından birleşime ara verildikten sonra yaptığı konuşmada, "Sinyalli hat uzunluğunu son 9 yılda 5 bin 746 kilometreye ulaştırdık. Demiryollarımızda günde sinyalizasyon sistemiyle 746, trafik memuru ile 493 adet tren taşımacılık hizmeti veriyor. Olmazsa olmaz değil" dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan, Meclis Genel Kurulu'nda bakanlığının 2019 yılı bütçesine ilişkin konuşmak için kürsüye çıktı. Bakan Turhan, CHP'li milletvekilleri tarafından protesto edildi. CHP'liler 'İstifa' yazılı dövizler açıp, 'İstifa' sloganı attı. Bu sırada AK Parti'li milletvekilleri de Bakan Turhan'ı ayakta alkışlayarak CHP sıralarına karşılık verdi. Protestonun uzaması üzerine birleşime ara verildi.
CHP'Lİ MİLLETVEKİLLERİ GENEL KURUL'U TERK ETTİ
Bakan Turhan, aradan sonra tekrar kürsüye çıktı. CHP'liler ise Bakan Turhan'ın konuşmasını dinlemeden Genel Kurul'u terk etti. Bakan Turhan, Ankara'da 9 kişinin ölümüyle sonuçlanan tren kazasına ilişkin, "Tren kazasında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınları ve milletimize baş sağlığı diliyorum. Yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Bu kazayla ilgili üç gündür yoğun müzakere yaşandı. Değerlendirmeleri ve insani hassasiyeti çok kıymetli buluyorum. Başka mecralarda yapılacak değerlendiremleri de önemsiyoruz. Odaklandığımız nokta, insan hayatı ve güvenliktir. Bu çerçevede kazanın sebebine yönelik incelemeler çok yönlü olarak devam ediyor, sonuçlarını en kısa sürede kamuoyu ile paylaşacağız. Elbette müsebbipler hakkında gereken yapılacaktır" dedi.
Bakan Turhan, kazayla ilgili sinyalizasyon sistemi tartışmasına da değinerek, "Sinyalizasyon konusu sürekli tartışılıyor. Sinyalli hat uzunluğunu son 9 yılda 5 bin 746 kilometreye ulaştırdık. Demiryollarımızda günde sinyalizasyon sistemiyle 746, trafik memuru ile 493 adet tren taşımacılık hizmeti veriyor. Olmazsa olmaz değil" diye konuştu.
'SİNYALLİ HAT UZUNLUĞUNU 5 BİN 746 KİLOMETREYE ULAŞTIRDIK'
Bakan Turhan, kazayla ilgili sinyalizasyon sistemi tartışmasına da değinerek, "Sinyalizasyon konusu sürekli tartışılıyor. Sinyalli hat uzunluğunu son 9 yılda 5 bin 746 kilometreye ulaştırdık. Demiryollarımızda günde sinyalizasyon sistemiyle 746, trafik memuru ile 493 adet tren taşımacılık hizmeti veriyor. Olmazsa olmaz değil" dedi.
MECLİS'TE AK PARTİ VE CHP ARASINDA 'SOKAĞA ÇAĞRI' GERİLİMİ
TBMM Genel Kurulu'nda devam eden bütçe görüşmelerinde AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin ile CHP Grup Başkanvekili Engin Altay arasında, 'sokağa çağrı' gerilimi yaşandı.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2019 yılı bütçelerinin görüşüldüğü Meclis Genel Kurulu'nda, CHP'li Altay ile AK Parti'li Zengin tartıştı. CHP'li Engin Altay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 'Çıkmışlar sokağa davet ediyorlar. Bu ne terbiyesizliktir. Ahlaksıza bak. Zaten bunlara yargı gereken cevabı verecektir' sözlerini anımsatarak, "Kimsenin kişisel avukatlığını yapmayız tabii ama demokrasiyi savunmak, herkesin, 81 milyonun, AK Parti'li, HDP'li, CHP'li, MHP'li herkesin hukukunu savunmak da bizim işimiz" dedi.
Bunun üzerine söz alan AK Parti'li Özlem Zengin, "Burada demokratik olarak eğer varsa tepkisi zaten ortaya koyacaktır. Sokağa da çıkabilir, bunun da yöntemleri bellidir. Sokağa çıkmayla alakalı daha evvel Gezi'den yola çıkarak özel bir kampanya yapmak, özel bir kampanyanın parçası olarak medyada, basında sokak kışkırtıcılığı yapmak ile demokratik hakkı kullanmayı ayırt etmek gerekiyor" diye konuştu.
ALTAY: SOKAK OLMASAYDI 15 TEMMUZ BAŞARILI OLURDU
CHP'li Altay ise Türk milletinin demokrasi aşığı olduğunu belirterek, "Eğer sokak olmasaydı bugün, Allah'ım esirgesin, 15 Temmuz başarılı olurdu. Ne diyorsunuz siz? 15 Temmuz'u engelleyen sokaktır, bu millettir. 15 Temmuz neydi? Bir demokrasi talebiydi. Sokağa iki şey için çıkılır ya demokrasiyle ilgili bir talebiniz vardır ya ekonomiyle ilgili bir talebiniz vardır. Sokağa başka türlü zaten çıkılmaz. Vandalizme, kırmaya, yakmaya, dökmeye şiddete karşıyım, bunların hiçbirini meşru saymam, yapanın kusurunu bulurum, ayıplarım; ama 'Hak istiyorum, zam istemiyorum' diye sokağa çıkana 'terörist' yaftası yapıştırmak bu millete ve bu ülkeye yapılabilecek en büyük ihanettir ve biraz da ahlaksızlıktır" dedi.
ZENGİN: SİZ İNSANLARI SOKAKTA TERÖRE ÇAĞIRIYORSUNUZ
Özlem Zengin ise "Diyorsunuz ki: 'Sokağa çıkan insanlar 15 Temmuz'da vatanı kurtardı.' Amenna. Peki, kimin davetiyle çıktılar sokağa? Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın davetiyle çıktılar. Şunu görmemiz lazım. Daha evvel Türkiye'de bunun bir örneği yok. Siz 1960'da darbecileri sokağa çağırdınız. Adnan Menderes'le ilgili yapılanları Türkiye unutmadı daha. Bunların hepsi hafızamızda. O sebeple siz insanları sokakta teröre çağırıyorsunuz, Gezi'de olduğu gibi, terör yapmaya çağırıyorsunuz" diye konuştu.
ALTAY: HAK, HUKUK İÇİN SOKAĞA ÇIKANA ‘TERÖRİST’ DİYEN ALÇAKTIR
Engin Altay ise kürsüye çıkarak şunları söyledi:
"CHP'nin resmi görüşü olarak söylüyorum, CHP açısından 27 Mayıs 1960 ihtilaliyle 12 Eylül 1980 darbesi aynıdır. Yine, 12 Mart 1971 muhtırası ile 28 Şubat 1997 muhtırası aynıdır. Resmi görüşümüzü söylüyorum, hiçbir CHP'li bunun aksini iddia edemez. Sayın mevkidaşım, aç, meclis tutanaklarına bak, Engin Altay bunu 8 sene önce söylememişse siyaseti bırakırım, yazıklar olsun, tutanaklara bakın. Ve 27 Nisan elektronik muhtırası da 15 Temmuz kadar adi ve alçak bir girişimdir. Ama biz 27 Nisan elektronik muhtırasını verenlere sonra Erdoğan'ın neler verdiğini de biliyoruz. Anladın mı? Sokağa terörü ve teröristi çağıran alçaktır, namerttir, şerefsizdir; ama hak, hukuk, adalet için sokağa çıkan herkese ‘terörist’ diyen de alçaktır, namerttir."