Ruhsal travma genel anlamda, kişiyi korkutan, dehşet içinde bırakan, çaresizlik hissi yaratan, çoğu kez olağandışı ve beklenmedik olayların yol açtığı psikolojik etkilenme hali olarak tanımlandığını belirten Uzm. Dr. Erdoğan, "Doğal afetler, tecavüz, işkence, kazalar, ağır yaralanmalar, şavaşlar ve patlamalar ruhsal travma yaratabilecek olayların başında gelmektedir" dedi.
Kişi beklenmedik ve genellikle aniden gelişen bu gibi travmatik olaylar karşısında genellikle yoğun bir korku, dehşet ve çaresizlik hissi yaşar ve kendisi veya yakınının ölüm veya ciddi yaralanma tehlikesi olduğunu dile getiren Uzm. Dr. Erdoğan, "Travmatik bir olay karşısında oluşabilecek psikolojik durumların başında ise depresyon, akut stres tepkisi ve travma sonrası stres bozukluğu gelmektedir. Depresyon ortaya çıktığında kişide tipik olarak depresyon belirtileri, yani mutsuzluk hayattan keyif alamama, iştah ve uyku sorunları oluşur. Travma sonrası stres bozukluğu dediğimizde ise, kişi yaşadığı travmatik olay sonrası, olayın içerdiği anıları zihninde yeniden, tekrarlayıcı ve istemsiz şekilde yaşar" " diye konuştu
Psikiyatri Uzmanı Uzm. Dr. Tuba Erdoğan konu hakkında sözlerine şunları ekledi:
Olayla ilgili görüntüler veya sesler kendiliğinden zihninde belirir. Bu durum kişide ciddi bir sıkıntıya yol açar ve bazı bedensel belirtilere (çarpıntı, titreme gibi) yol açabilir. Kişi olayı, o an tekrar yaşıyor gibi hissedebilir. Tehlike yokken varmış gibi davranma veya hayaller görme gibi belirtiler yaşanabilir. Olayla ilişkili yineleyici, sıkıntı veren rüyalar görebilir. Olayı hatırlatan yer, durum, konuşma, hatta duygu ve düşüncelerden mümkün olduğunca uzak durmaya çalışır. Olaya ilişkin önemli ayrıntıları unutabilir.
Ayrıca kendisi, başkaları ya da dünya ile ilgili olarak sürekli olumsuz inanış ve beklentiler oluşturabilir. Örneğin, “Ben kötüyüm” “Kimseye güvenemem” “Dünya tümüyle tehlikeli bir yerdir” gibi düşünce kalıplarına inanabilir. Kişi, kendisi veya başkalarını suçlama eğilimi gösterebilir, genellikle olumsuz bir duygu hali yaşar ve genel bir isteksizlik, keyifsizlik, sosyallikte azalma ile hayatını sürdürmeye çalışır.
Yine önemli bir belirti olarak, aşırı uyarılma dediğimiz, ruhsal travmadan etkilenmiş kişilerin, kendilerini diken üstünde, sürekli tetikte hissetme halleri görülebilmektedir. Her an, o olay tekrar olacakmış gibi gelebilir. Aşırı uyarılmanın göstergeleri ise, ani ses ve hareketlerde irkilme veya yerinden sıçramadır. Uyku sorunları sıkça görülmektedir.
Bu durumun, bir aydan uzun sureli olması ve kişinin işlevselliğini bozması halinde travma sonrası stres bozukluğu tanısı konulmaktadır.
Bİr aydan kısa sürmesi halinde ise Akut stres tepkisi adı verilmektedir.
Toplumda ruhsal travmaya neden olan travmatik olayların oldukça sık gözlendiğini bilmekteyiz. Etkilenen kişiler çoğunlukla hatırlamak istemediği anları hatırlatacağından veya suçluluk gibi duygularla yardım arayışlarında gecikmektedirler. Bu durumda, gerekli destek ile eski yaşantısına dönebileceği bilinmelidir. Tedavi yöntemleri, kişinin etkilenme durumuna göre belirlenmektedir. Bilişsel davranışçı terapiler, EMDR yöntemi, bilgilendirme ve psikolojik danışmanlık ile başarı sağlanabilirken, özellikle günlük yaşantısında ciddi etkilenme olan hastalar için ilaç tedavileri önerilmektedir.