Bir Hakkı Teslim Etmek!
Siyaset; tıpkı spor gibi, sağlık gibi, ekonomi gibi gündelik yaşamımızın ayrılmaz bir parçası oldu artık.
Siyaset; tıpkı spor gibi, sağlık gibi, ekonomi gibi gündelik yaşamımızın ayrılmaz bir parçası oldu artık.
Gerek ülke gündemine dair, gerekse yaşadığımız kente özel siyasi gelişmeleri büyük bir dikkatle izliyor, takip ediyoruz.
Kimi gelişmeleri eleştirdiğimiz gibi, kimi gelişmeleri de takdir ediyor, alkışlıyoruz.
Tam da bu aşamada belki de bir parça geç kalınmış bir hakkı teslim etme vakti geldi diye düşünüyorum..
Gündemi sıkı takip edenler hatırlayacaktır:
İçeriden genel başkanlık tartışmalarının başlatıldığı,
Bu başarılamayınca da yeni bir siyasi oluşuma gidildiği son derece 'hareket'li siyasi günlerde;
Türk siyasi tarihine damga vurmuş bir siyasi partiyi.
Önce ele geçirme...
Ele geçmeyeceği anlaşılınca da yok etme kumpanyası başlatılmıştı.
Esasta bu; yıllardır süregelen saldırılardan ne ilkiydi ne de sonuncusuydu...
Aynı tarihlerde...
Yani; 2016 yılının Şubat aylarında...
Bazıları tarafından 'daha bir çocuk!'...
Bazıları tarafından 'teşkilatçılığı bilmeyen!'...
Bazıları tarafından ise 'çok yakında gidici' ve/veya 'emanetçi' olarak görülen...
Genç bir siyasetçi belirdi Samsun'da...
Herkes adeta köşe bucak kaçışırken; O, 'ben varım!' dedi.
Üzerinden tam iki buçuk yıl geçti.
Neler yaptığı ortada...
İhtimal dahi verilmeyen bir başarıya imza atarak, taraflı tarafsız herkesin takdirini kazandı...
Ancak en başta da ifade etmeye çalıştığım üzere çok da hakkı teslim edilmedi...
Başarısı görmezden gelinmedi belki ama...
Daha fazla alkışı hak ettiği de bir gerçek...
Şimdilerde yine gündeme geliyor ancak bu kez biraz farklı...
'Yakında gidiyor, az kaldı, haftaya gidici, seçimden sonra yolcu, bayramdan sonra gider' deniyor O'nun için...
Neden bilinmiyor?
Ne oldu da bu şekilde eleştirilebiliyor, anlaşılmıyor...
Ki, 'gidici' deniyor da gidiyor mu?
Pek tabii ki, hayır!
Halen görevinin başında ve bir yere gittiği de yok.
Teşkilatının başında, liderinin emrinde gencecik bir il başkanı olarak başarılarına başarı eklemek için hazırlanıyor muhtemelen.
Evet, MHP Samsun İl Başkanı Taner Tekin'den bahsediyorum.
İlk il başkanı olduğunda belki de 30'lu yaşlarda olan...
1 yaşına yeni giren ilk çocuğunun emeklemeye başladığı, ilk kez baba dediği anlarda, gece gündüz seçim çalışmalarının içerisinde yer almak zorunda kalan bir siyasetçiden bahsediyorum.
Seçimlerden önce parti kuran ancak o günlerde henüz parti içerisinde muhalefette bulunan cepheye karşı kalabalık bir çoğunluk yerine davasına inanmış bir azınlık ile dimdik duran Taner Başkan'dan.
O, hem partisine, hem davasına, hem liderine sahip çıktı.
İlginçtir; o dönem yalpalayan, gelgitler yaşayan tipler.
Partisini gün geçtikçe başarıya taşıyan bir il başkanı için 'görevden alınacak' dedikoduları yayarak yıpratmaya çalışıyorlar..
Peki, bunun arkasında yatan neden sadece koltuk sevdası mıdır?
Tabii ki hayır..
Anlaşılan; her seçim olduğu gibi yaklaşan yerel seçimler için de birileri bazı hedefler belirliyor.
Bu hedefleri gerçekleştirmek için de dedikodu ve fiskos siyaseti yapmaya çalışıyorlar.
Bu tarz, bu üslup artık çok sıradanlaşmış bir siyasi ezber aslında..
Ve sadece MHP’de değil diğer tüm siyasi partilerde de farklı isimler üzerinden sürekli sahneleniyor.
İlginç olan ise:
Kimsenin sorumluluk alamadığı bir dönemde tabiri caizse ateşten gömlek giyerek siyasete soyunan gencecik il başkanına ateş edenlerin;
Daha dün denecek kadar kısa süre önce..
Yalpayan ve dik duramayıp eğilip bükülenler olması..
Daha da ilginci.
Bu durumun; MHP'nin Samsun özelinde tarihinin en yüksek oyunu aldığı döneme denk gelmesi..
Ve bu başarının altında imzası olan il başkanına karşı yapılması..
Anlaşılması zor bir ilginçlik bu..
Öte yandan..
Hatırlamakta ve hatırlatmakta fayda var..
Önceki yönetimin elektrik aboneliklerini kapatarak gitmesi sonucu basın mensuplarını karanlıkta ağırlamak zorunda kalan bir teşkilatı devraldı Taner Tekin..
Ve bunları gündeme bile getirmeden teşkilatını toparlamayı başardı.
Hakaretlere, küfürlere, yalana, iftiraya kulak tıkayarak 'Biz işimizi yapacağız' dedi ve bunu da başardı..
Birileri ısrarla saldırdı ise de o görevi ne gerektiriyorsa onu yaptı.
Birileri saldırılara cevap versin diye tahrik etti ise de o aldırmadı, teşkilatını toparlamaya gayret etti..
'2 aya kalmaz gider' diyenleri şaşırttı ve kalıcı bir başarı ortaya koydu..
Bir önceki dönemin il başkanı, Genel Başkanı'nın Ordu’ya giderken Samsun havaalanını kullandığını gazetelerden öğreniyordu..
Taner Tekin ise 24 Haziran seçimlerinde Türkiye genelinde sadece 3 miting gerçekleştiren Devlet Bahçeli'ye hem de ilk mitingini Samsun’da yaptırtarak Genel Merkez ve Genel Başkan nezdindeki itibarını ortaya koyuyordu..
Nitekim MHP, Samsun'da onun döneminde alıyordu en yüksek oyunu..
Kim ne derse desin; başarı tesadüf değildir..
Emek ister, planlama ister, özveri ister, gayret ister..
İster de ister..
Taner Tekin, Samsun’da MHP dendiğinde; hizmetleri başarıları ve zor günlerde sergilediği olağanüstü performans ile tarihe geçmiştir.
Ve bu anlamda hakkı teslim edilmelidir..
Siyasette; boş laf yapmanın, aslı astarı olmayan iddialar ortaya atmanın bugüne kadar kimseye bir faydası olmadı..
Yine olmayacak..
Allah'ın izni ve inayetiyle;
Tarih boyunca nasıl ki hep iyiler kazandı, hayırla yad edildiler ve hatırlandılar..
İnşallah yine iyiler kazanacak!
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.