Cumhurbaşkanı Erdoğan: Finansmana erişim meselesinde iş insanlarımızın yanındayız
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Finansmana erişim meselesinde iş insanlarımızın yanındayız. İş dünyamızın finansman talebini karşılayacak mekanizmaları oluşturmanın hazırlıkları içerisindeyiz" dedi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezinde düzenlenen MÜSİAD EXPO Ticaret Fuarına katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her iki yılda düzenlenen MÜSİAD EXPO’da bu sene 24 farklı sektörden 500 üzeri firmanın ürünleri sergileniyor. Dünyanın 125 ülkesinden 100 bin aşkın ziyaretçiyi 5 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefleyen fuarın başarılı geçmesini temenni ediyorum. Fuar kapsamından bu yıl ilk kez D8 büyükelçiler zirvesini gerçekleştirilmesini takdirle karşıladım. Gerek iştirakçiler, sergilenen ürünler oldukça zengin içeriğe sahip fuarın hedeflerine ulaşacağına inanıyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Amacımız Türkiye yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyüterek küresel ticaret ve finansman sistemini sadece belirli odaklara hizmet eden cendereden kurtarmaktır. Bu doğrultuda yürüttüğümüz zorlu mücadelenin meyvelerini toplamaya başladık. Yaşanan her küresel kriz bu tercihin ne kadar doğru olduğunu teyit ediyor. Bu başarının lokomotifi siz iş insanlarımızsınız, sanayicilerimiz, ihracatçılarımızsınız. Bilhassa iş dünyamızın yeni ürünler geliştirme ve pazarla bulma konusunda sergilediği başarı takdire şayandır. Türkiye’nin küresel düzeyde en yaygın ağa sahip MÜSİAD’ın yaptığı katkının yakın şahidiyiz. Küresel krizi fırsata dönüştürme konusunda kat edilen mesafeyi ihracat ve istihdam rakamlarımızda zaten görüyoruz. Bunun üzerine enerji ve emtia fiyatlarındaki dalgalanmaların üzerine gelişmiş ülkelerde giderek yayılan resesyonun eklenmesi işimizi güçleştiriyor. Bilhassa petrol, doğalgaz, nükleer güç hatta kömür gibi kendine yeterli enerji kaynaklarına sahip ülkeler küresel düzeydeki fiyat artışlarından sınırlı sayıda etkilendikleri için avantajlı duruma geçiyorlar. Resesyonla birlikte daralan pazarın daha çok bizim yoğun olarak ihracat yaptığımız bölgelerde olmasının ihracatçılarımızı zorlamaya başladığı anlaşılıyor. Nitekim kimi alanlarda bunun emarelerini görüyoruz. Ancak bizim maharetimiz zaten böyle dönemlerde kendimize yeni çıkış yolları bulmamız. Öyleyse şikayet etmeyip çözüm yollarına bakacağız. Türkiye orta ve yüksek teknolojiyle yüksek katma değere sahip ürünlerin üretimi ve ihracat konusunda yoğun gayret göstermekle birlikte sanayimizin ana omurgasını hala temel ihtiyaç maddeleri oluşturuyor. İnsanlar yemekten, giyinmekten, günlük yaşamı için temel ürünleri almaktan vazgeçmeyeceklerine göre bizim pazarımız kolay kolay küçülmez. Enerji gibi elimizde olmayan girdi artışlarına dayalı rekabet sebebiyle kaybettiğimiz avantajı, bir başka yerde hızla telafi imkanına sahip olduğumuzu düşünüyorum. Tabi bunu söylerken enerji konusundaki çözüm arayışlarımızı kesintisiz bir şekilde sürdürdüğümüzün altını bilhassa çizmek istiyorum. Hidroelektrik kaynaklarımızı değerlendirirken, güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir kaynakları teşvik ediyoruz. Sürekli ve sürdürülebilir enerji için dalgalanmaları dengeleyecek diğer araçları da hızlı ülkemize kazandırıyoruz. Artık Türkiye inşallah doğalgazda bir hat olacak. Rusya doğalgazının Türkiye üzerinde Avrupa’ya sevki konusunda sayın Putin'in açıklamalarını dinlediniz. Bu çalışmayı dayanışmayla sürdüreceğiz. Karadeniz’deki doğalgazı sisteme verince konutların ihtiyacını karşılama yanında elektrik üretiminde rahatlama sağlayacağız. Akkuyu Nükleer Güç Santralimizi üniteleri etap etap devreye girince bu sıkıntıyı çözmüş olacağız. Sinop nükleer enerji noktasında bizim ikinci etabımız olacak. Şu anda bakanlığımız 3. etap için çalışmalarına sürdürüyor. Bu süreçte sanayicilerimizin kendi enerjilerini karşılayacak çalışmalara ağırlık vermesi gerekiyor. Enerji Bakanlığımızın ve ilgili kurumlarımızın bu doğrultuda yürüttüğü çalışmalarda bir aksaklık tespit edersek, hemen çözüm yoluna gidiyoruz” ifadelerini kullandı.
Finansmana erişim konusunda çalışmalarını sürdürdüklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Finansmana erişim meselesinde iş insanlarımızın yanındayız. Sürekli birinci derecede kamu bankalarımızın bu konudaki desteklerini artırma uyarısında bulunuyorum. Geçmişte bu konuda sağladığımız imkanların istismarından kaynaklanan sorunları ödüyoruz. İş dünyamızın finansman talebini karşılayacak mekanizmaları oluşturmanın hazırlıkları içerisindeyiz. Öncelikle küçük ve orta ölçekli işletmelerden başlayarak sanayicilerimizin ve ihracatçılarımızın hepsine hitap edecek finansman araçlarını sizlerin hizmetine sunacağız. Böylece 20 yıldır yaptığımız gibi omuz omuza, gönül gönüle vererek ülkemiz ekonomisini dünyada hak ettiği seviyeye çıkaracak mücadeleyi hep beraber hedeflere ulaştıracağız” dedi.
Dünyada yaşanan krizlerle ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyamız son 3 yıldır küresel salgınla başlayan, ardından sıcak çatışmalar ve bölgesel gerilimlerle devam eden sancılı bir süreçten geçiyor. Salgın döneminde alınan sert tedbirlerin tedarik zincirleriyle uluslararası ticarette tahribatın etkilerini halen hissediyoruz. Gelişmiş ülkeler dahil pek çok ekonomi son 50-60 yılın en yüksek enflasyon rakamlarıyla baş etmeye çalışıyor. Bilhassa aşırı artan enerji, gıda baskılarının ekonomiler üzerindeki baskılarını sürdüreceği görülüyor. Gıda ve enerji kriziyle birlikte sosyal refah kayıplarını derinleştiren bu yeni gerçeklik karşısında çoğu ülke yalpalamakta çaresiz kalmaktadır. Krizi çeşitli derecelerde hissetse de yıkıcı sonuçlarını en ağır yaşayan Afrika ve Asya’daki kırılgan devletlerdir. Krizin ekonomik boyutu konuşulurken, ne yazık ki milyonlarca insanın çektiği sıkıntılar göz ardı edilmektedir. Sahra Afrika’sındaki kardeşlerimizin zaten kötü olan durumları artık katlanılamaz bir hal almıştır. Somali başta olmak üzere Afrika’da bir lokma ekmeğe bir tas suya ulaşamadığı için can veren her çocuğun, her masumun acısı yüreklerimizi dağlıyor. Milyonlarca insanı ölümün eşiğine getiren bu trajedilerin sona ermesi için maalesef kayda değer çaba gösterilmiyor. Uluslararası toplumun salgın dönemindeki trajedilerden gereken dersi çıkarmadığına üzülerek şahit oluyor. Ağızlarını her açtıklarında dünyanın geri kalanına insan haklarına ve özgürlük dersi veren batılı grupların ve ülkelerin bu vahim tablo karşısındaki kayıtsızlığı utanç vericidir. Nitekim dün Antonio Guterres'le yaptığım konuşmada da, dedim ki, G20’de bunu gündeme getirelim, zirvede özellikle dünyada neler yapacağız. Rusya-Ukrayna arasında bu savaşla birlikte özellikle biz gelişmiş ülkelere mi bu tahılı, gübreyi göndereceğiz. Yoksa az gelişmiş fakir ülkelere mi götüreceğiz? Bunun için orada bir adım atalım, kesinlikle az gelişmiş, fakir fukara ülkelere bu desteği verelim. Zira Sayın Putin geçen görüşmede bana şunu dedi, ‘biz ücretsiz olarak bu tahılı Cibuti, Somali, Sudan buralara gönderelim’ dedi. Hemfikir olduk. Bunu da dedik G20’de geniş çaplı görüşelim dedik, mutabık kaldık. Atmamız gereken adım bu. İnşallah bu ayın 13-14’ünde Bali’de bir araya geleceğiz orada da bu görüşmeleri yapacağız” dedi.
“Avrupa’yı bahçe dünyanın geri kalanını ise vahşi otlar olarak tanımlayan zihniyetin bu şekilde davranmasına şaşırmıyoruz, ama kabul de etmiyoruz” diyerek konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlar için medeniyet sadece Batıyı, insan sadece beyaz adamı, hak ve özgürlükler de sadece Avrupalı bireyleri ifade etmektedir. Afrikalı, Asyalı ve Latin Amerikalıları ise ucuz iş gücü, altını ve petrolüyle, bunlara hizmet ettiği ölçüde değerlidir. Şayet böyle bir durum yoksa bu insanlar görkemli Avrupa bahçesini istila eden birer ayrık otundan ibarettir. İnsanı diline, ten rengine, kökenine ülkesine göre ayıran bu çarpık bakış açısını dünyamızı nasıl bir felakete sürüklediğini yakın geçmişteki acı tecrübelerden gayet iyi biliyoruz. Sömürgeciliği yeni yollarla devam ettirenleri, krizler karşısında vicdanı tavır takınmasını beklemiyoruz. Bizi asıl üzen İslam dünyasındaki kardeşlerimizin en azından bir kısmının mazlum ve mağdurların çığlıklarına sağır kesilmesidir. Türkiye Pek çok alanda olduğu gibi bu hususta da farkını ortaya koymaktadır ve koyacaktır. Dünyanın milli gelire göre en fazla insani yardım yapan ülkesi olarak, şimdi yeni bir adım daha atıyoruz. Muhataplarımızla yaptığımız son görüşmede özellikle Karadeniz’deki tahıl koridorundan özellikle Afrika’daki ihtiyaç sahiplerinin istifade ettirilmesi için anlayış birliğine vardık ve bunu geliştiriyoruz. Şu an ciddi gıda krizi ve kıtlıkla boğuşan Somali, Cibuti, Sudan başta olmak üzere tüm ihtiyaç sahibi ülkeler tahıl gemilerinin öncelikle ulaşmasını temin edeceğiz. Türkiye olarak 11 yıldır tüm imkanlarımızla yanında olduğumuz Somali halkına bu zor günlerinde daha fazla destek vereceğiz. Bu noktada bir iş adamı derneği olmanın ötesine geçerek mazlumlara sahip çıkan MÜSİAD'ın çabalarını takdirle takip ediyorum. Suriye İdlib’te 600 haneden oluşan MÜSİAD Köyünü tamamlayan derneğimizi milletim ve şahsım adına tebrik ediyorum. Rabbim yaptığınız yardımları kabul etsin” şeklinde konuştu.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.