Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan başörtüsüne anayasal güvence mesajı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Acı hatıralarımızın olduğu kılık kıyafet meselesini kesin ve kalıcı bir çözüme kavuşturmayı hedefliyoruz. Şayet Meclisimiz üzerine düşeni yerine getirmezse son sözü milli irade söyleyecek, son kararı milletimiz verecektir" dedi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde "21. Yüzyılda İnsan Haklarının Geleceği" temasıyla düzenlenen Uluslararası Ombudsmanlık Konferansı'nda konuştu. Konferansın hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, konferansa katkı sunanlara teşekkür etti. Bu sene 10. yılına ulaşan Kamu Denetçiliği Kurumunu ve Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç'u programa vesile olduğu için tebrik eden Erdoğan, “Cumhuriyetimizin 100 yılını geride bırakıp Türkiye Yüzyılı diye isimlendirdiğimiz, yeni asrına girmeye hazırlandığımız bir dönemdeyiz. Bu tarihi süreçte her alanda olduğu gibi insan hakları konusunda da yeni bir gelecek inşa etmenin gayreti içinde olacağız” dedi.
Bugünün dünyasında en çok konuşulan, tartışılan, gündemi en fazla meşgul eden hususların başında insan haklarının geldiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerel siyasetçilerden medyaya, akademiden uluslararası kuruluşlara kadar hemen herkesin insan hak ve özgürlüklerinden bahsettiğini belirtti. Dünyanın birçok yerinde insan haklarının muhafaza ve müdafaasıyla ilgili toplantılar düzenlendiğini, kararlar alındığını, beyanatlar verildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ancak tüm bunlar yaşanırken hayat hakkı dahil insanların en temel hakları göz göre göre çiğnenmeye devam ediyor” dedi.
Balkanlar'da tırmanan gerilimleri düşürerek bölgenin yeni bir kan ve ateş sarmalına girmesinin önüne geçildiğini söyleyen Erdoğan, Kafkaslar'da yaşanan gerilimin yıllardır yol açtığı istikrarsızlığın dengeli ve hakkaniyetli politikayla önemli ölçüde hal yoluna koyulduğunu bildirdi. Erdoğan, ”Ülkemizin içinde de 20 yıldır gerçekleştirdiğimiz sessiz devrimlerle her kesimden insanımızın temel insan haklarıyla ilgili taleplerini yerine getirdik. Son olarak kadınlarımızın başörtüsü ve aile kurumuyla ilgili bir anayasa değişikliği teklifini meclisimize sunduk. Burada bir konunun üzerinde durmak istiyorum. Afganistan'daki son dönemdeki özellikle başörtülü kızların üniversitelerde , okullarda, okutulmasını engelleme anlayışını biz gayri insani buluyoruz, gayri İslami buluyoruz. Bir defa bizim dinimizde böyle bir şey yok. Bu kızlar, buralarda eğitim- öğretimini almalıdır. Onlara mani bir şeyi kimse İslam'la bize tanımlamasın, anlatmasın. İslam böyle bir şeyi kabul etmiyor, tam aksine Beşikten mezara kadar ilmi tahsil ediniz diyen bir dinin mensuplarıyız. Böyle bir şeyi yapamazsınız. Ve gerek Dışişleri Bakanlığımız gerek bizler bu işin takipçisiyiz. Hak ve özgürlükleri daha genişletme irademizin sembolü olan bu düzenleme ile acı hatıralarımızın olduğu kılık kıyafet meselesini kesin ve kalıcı bir çözüme kavuşturmayı hedefliyoruz. Türk demokrasisinin olgunluk seviyesini göstererek önemli teklif konusunda meclisimizin gerekli adımı atacağına yürekten inanıyorum. Şayet meclisimiz üzerine düşeni yerine getirmezse elbette son sözü milli irade söyleyecek son kararı milletimizin bizatihi kendisi verecektir. Hangi siyasi partiden olursa olsun hiçbir milletvekilimizin sorumluluktan kaçarak böyle ağır bir vebalin altına girmeyeceğini düşünüyorum. 'Türkiye Yüzyılı'na demokrasi ve kalkınma eksiklerimizi tamamlamış, çok daha büyük hedeflere yönelmiş olarak güçlü bir başlangıç yapmakta kararlıyız. Ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlenirken kendimize, insanı yaşat ki devlet yaşasın düsturunu ilke edindik” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
“Hazırlanan her programı, hayata geçirdiğimiz her düzenleme ve projeyi bu ilke rehberliğinde planladık, uyguladık, neticelendirdik. Böylece ülkemizde tüm vatandaşlarına eşit davranan, farklılıkları zenginlik olarak gören, kuşatıcı, özgürlükçü bir devlet anlayışını hakim kıldık.”
Türkiye'nin dünyada yönetim sistemini halkın iradesi ve demokratik yöntemlerle değiştirebilen ender ülkelerden biri olduğunu ifade eden Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçmek suretiyle hem 200 yıllık yönetim tartışmalarına nokta koyduk hem de vesayet heveslilerine adeta davetiye çıkaran yürütmekteki çift başlılığa son verdik. Milli iradenin temsilcisi olan Meclisimizi güçlendirmek için oluşturduğumuz yapılardan biri de Kamu Denetçiliği
Kurumu'dur.
İdarenin hizmet kalitesini yükseltmeye, insan haklarının gelişmesini sağlamaya yönelik bu kurumumuz devlet ile vatandaşının kucaklaşmasının sembolü olarak görevini başarıyla ifa ediyor. Haksızlığa uğradığını düşünen vatandaşlarımızın ilgili kurumla biz çözüm bulmasını sağlayan Kamu Denetçiliği Kurumumuz yargının yükünü de hafifletiyor. Devlet ile vatandaşı arasındaki güven ilişkisini tahkim eden kurumumuz meclisimiz adına bir hak arama kapısı olarak vazifesini yerine getirmektedir. Kuruluşundan bugüne 207 binin üzerinde başvuru alan bunların 75 bini için tavsiye, 16 bine yakını için dostane çözüm kararı veren kurumumuz, yaklaşık 1 milyon kişiye hizmet sunmuştur. Özellikle devlet sistemimizdeki kurumlarımızın kamu denetçiliğinden gelen kararlara uyma oranı yüzde 80'e ulaşmıştır. Tüm kurumlardan Kamu denetçiliği kararları konusunda daha fazla hassasiyet beklediğimizi belirtmek istiyorum. Kamu Denetçiliği Kurumumuz dünyadaki diğer ombudsmanlıklarla kurduğu ilişkileri takdirle takip ediyoruz” dedi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.