Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önemli açıklamalar
Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, “Sen nasıl oluyor da AB olarak idama hem hoş bakmayacaksınız, ‘idam yasak’ diyeceksiniz, ondan sonra da gidip idamı gerçekleştiren, 42 Mısırlıyı idam eden böyle bir adamla aynı karede poz vereceksiniz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özel bir televizyon kanalı tarafından AK Parti Genel Merkezinden gerçekleştirilen yayında; yerel seçimler, Suriye’deki gelişmeler başta olmak üzere Avrupa Birliği, ABD ve Rusya ile ilişkiler, Mısır ve Venezuela’da yaşananlar karşısında uluslararası toplumun tutumu, terörle mücadele, ekonomi ve yeni askerlik sistemi, tanzim satışlar gibi konulardaki soruların cevapladı ve değerlendirmelerde bulundu.
“Burası Türkiye, burada iş var” kampanyasının hatırlatılması üzerine Erdoğan, kampanyanın nasıl geliştiğini anlattı. Erdoğan, “Hedef yıl sonuna kadar 2,5 milyonluk istihdamı oda ve borsalarla dayanışma içinde yapmak. Biz iktidar olarak üzerimize düşenleri yapacağız, bu işi çözmüş olacağız” diye konuştu.
“Meclis açıldığında ilk işlerimizden birisidir diyebileceğim kanun bu olacak”
Yeni askerlik sistemine ilişkin de konuşan Erdoğan, “Benim arzum da, Savunma Bakanımızın da arzusu seçim öncesi bu kanunu çıkartmaktı. Yoğunluklar sebebiyle, çalışmalarda bazı pürüzler sebebiyle yetiştiremedik. Şuanda her şey bitti, tasarı noktasına geldi diyebiliriz. Seçim sonrası bunun üzerinde duracağız ve milletimizin askerlikle bağını zedelemeyecek, sürdürebilir bir sistemle yaşanan yığılmayı ortadan gidereceğiz. Artık bedelli daimi olarak var. Bunun da o günün kurunda neyse durum aynı bedeli ödemek suretiyle yapma imkanını yakalayacak. 6-12 ay meselesi var. Bu konuşla ilgili olarak önümüze gelen er-erbaş, astsubay, yedek astsubay, bir de yedek asteğmenler meselesi var. Bu konuyla ilgili çalışmalar nihai noktaya geldi. Savunma Bakanımızın bu konuyla ilgili çok etraflıca. Seçim sonrasında Meclis açıldığında ilk işlerimizden birisidir diyebileceğim kanun bu olacak” şeklinde konuştu.
“Bu iş bir oyalamaya dönüşürse tavrımız farklı olacaktır”
ABD’nin geri çekilmesinde gelinen duruma ilişkin açıklama yapan Erdoğan, “Müzakereler devam ediyor. Bu iş bir oyalamaya dönüşürse tavrımız farklı olacaktır. Ben Sayın Trump ile yeni görüştüm. Tahmin edildiği gibi bir şey olmayacak. Onların askerinin büyük bir çoğunluğu çekilecek. Belki orada sembolik olarak, aldığımız bilgiler, 300-400 kişiyi bırakma durumları söz konusu olabilir. Bizim kararlılığımız belli. Güvenli alanın kontrolü bizim elimizde olmalıdır. Bunu biz ne Almanya’ya, ne Fransa’ya, ne Amerika’ya bırakamayız. Seçim dönemindeyiz, Fransa Başkanı Macron bir görüşme talebinde bulundu, seçim kampanyaları var, bir fırsat bulduğumuzda biz size döneriz dedik. Şuanda o safhadayız. Güvenli bölge konusunda hassasız. Bize tehdit oluşturacak bir bölgeyi birilerine emanet edemeyiz, orada biz olacağız. Önemli olan Fırat’ın doğusu, Amerika’da Trump’un yaptığı açıklamadan sonra her şey değişir gibi olmuştu, bir anda ne olduysa birileri farklı mesajlar vermeye çalıştılar. Bütün dünya şöyle bir açıklama yapıyor, ‘Türkiye olmadan Suriye krizi çözüme kavuşturulamaz’, bunu artık herkes söylüyor” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin mültecilere yaptıklarını anlatan Erdoğan, 310 bin Suriyelinin döndüğünü söyledi. Soçi zirvesinin beşincisinin Türkiye’de yapılacağını da söyleyen Erdoğan, teröristlere ve teröre bölgeyi kurban etmeyeceklerinin altını çizdi. Münbiç’in yüzde 90 itibariyle Arapların olduğunu, Obama’nın terör örgütünü o bölgeye yerleştirdiğini, Trump’ın Obama’nın oradaki tavırlarından rahatsız olduğunu kendisine söylediğini belirtti. Erdoğan, “Biz bu noktada hazırlıklıyız. Münbiç yol haritasının amacı belli. Terör örgütleri buradan çıkartılacak. Verilen silahlar Amerika tarafından toplanacak” ifadelerini kullandı.
Silahların toplanması konusunun üzerinde özellikle durduğunu belirten Erdoğan, ABD’li yetkililerle bunu çok defa görüştüğünü kaydederek, “23 bin tır buraya gelmiş vaziyette. Orada 18 üs var. O bölgede bana göre bir silah piyasası oluştu diye düşünüyorum. Bizim askerimiz ve ÖSO dikkatli ve hassas” açıklamasında bulundu.
ABD Başkanı Donald Trump'ın başdanışmanı Jared Kushner’un Türkiye ziyaretine ilişkin Erdoğan, “Görüşme Sayın Trump’un da bana ifade ettiği şekliyle ekonomi ve bölge sorunları. ÇAD Cumhurbaşkanı gelecek, kanaat önderleri ile bir toplantı var, belki bir ara bende kabul ederim. Bir görüşme yapma durumumuz olabilir” dedi.
“Birkaç kez söylememize rağmen hala bunun kullanılıyor olması düşündürücü”
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un “Türkiye ile hangi Kürtlerin terörist sayılacağı konusunda anlayış birliğine varılamadı” açıklamasının hatırlatılması üzerine Erdoğan, “Türkiye’de etnik unsurlara baktığımız zaman bizim Kürt vatandaşlarımız etnik olarak tektir. Ancak her etnik unsurun içinden olumlu, müspet, iyi insanlar çıkacağı gibi terörist de çıkar. Şuanda hangi etnik unsur içerisinden hiç terörist çıkmasın. Bizim Sayın Putin ile yaptığımız görüşmelerde Sayın Lavrov hep yanımızda oldu. PKK ilintili tüm gruplar terör örgütüdür. Bu Kürt, Alman, Fransız, İtalyan olabilir. İçlerinde bunlar da var. Bizi Kürt düşmanı gibi lanse etmek çok yanlıştır. Ülkemizdeki bu kadar vatansever Kürt kardeşlerimiz var. ‘Hangi Kürt’ ifadesi çok yanlış. Birkaç kez söylememize rağmen hala bunun kullanılıyor olması düşündürücü. Bunu zaman zaman Amerika’dan gelen bazı dostlar da söylüyorlar, ‘Kürtleri öldürmeyin.’ Ne demek, benim ülkeme ihanet varsa, askerime saldıran varsa el bebek, gül bebek diyecek halimiz yok. Ülkemizde ana muhalefetin başı ‘arkadaş, kardeş’ diyebilirler ama biz teröriste ‘arkadaş, kardeş’ diyemeyiz. Sayın Lavrov’un tespiti yanlış bir tespittir. Bunu kendisine defaten söylememiz halde bunu söylemesi yanlış olmuştur. Dışişleri Bakanımız da zannediyorum gerekli uyarıyı yapmıştır” dedi.
İdlib konusuna da değinen Erdoğan, “Biz İdlib’deki içeride bulunan terör gruplarının yanlışlarına karşı her türlü tedbiri alıyoruz, ilgili birimlerimiz gerekli adımları atıyorlar. Savunma Bakanlığımız, istihbarat teşkilatımız muhatapları ile görüşmeleri yaptılar. Bunu bir metne bağladılar” diye konuştu.
“Sınırdaş bir ülke olarak bu tehdit karşısında tedbirlerimizi alıyoruz”
Moskova’nın Adana Mutabakatını hatırlatmasının ne anlama geldiğinin sorulması üzerine Erdoğan, “Bu baba Eset’in zamanında atılmış bir adım. Bu muhtıranın içinde önemli olan başlık terör örgütlerine karşı bizim onları kovalama hakkımız var. Bir de 3 yılda bir bunun yenilenmesi diye bir durum söz konusu. 3 yılda bir taraflar yenilenmemesi istikametinde herhangi bir tavır ortaya koymazsa bu mutabakatın devamı anlamına gelir. İlk günden bu güne böyle bir şey söz konusu olmadığı için bu mutabakatın devrede olduğu anlamındadır. Bizim şuanda bu mutabakatla, ki Sayın Putin’in de bize ‘bu mutabakatı niye masada tutmuyorsunuz?’ yaklaşımı biraz da oradan geliyor. Amerika Suriye’ye davetli değildir, koalisyon güçleri davetli değil ama oradalar. Türkiye ise 911 kilometre sınırı olması hasebiyle tehdit altında olduğu için, Adana Mutabakatı sebebiyle de bu adımı atmıştır, atmakta da haklıdır. Ama Rusya davetlidir. Böyle bir sürecin içinde biz üzerimize düşeni yapıyoruz. Sınırdaş bir ülke olarak bu tehdit karşısında tedbirlerimizi alıyoruz” şeklinde konuştu.
“S-400 olayında geri adımımız kesinlikle söz konusu değil”
S-400 hava savunma sisteminin aktif edilmemesinin bir seçenek olup olmadığının sorulması üzerine Erdoğan, “Bizim Sayın Obama döneminde patriotlarla ilgili olarak satın alma talebimiz var. Buna olumlu bir cevap verilmedi. Biz olumsuz bir yaklaşımın olduğu bu süreçten sonra çaremize baktık. Savunma sistemi olarak S-400 konusunda Sayın Putin ile konuştuk. Türkiye’nin güvenliği için şart. Sayın Putin bu konuda bize olumlu yaklaştı. O günün kredi şartlarında faiz oranları itibariyle bize güzel bir imkan sundu. Bu güzel imkanlar bize sunulduktan sonra biz ‘hayır bunu almayacağız mı’ diyelim. Yunanistan S-300 almış, Bulgaristan’da var, yanılmıyorsam Slovakya’da da var. Burada sesiniz çıkmıyor Türkiye ile ilgili bu adımı atıyorsunuz. Biz buna rağmen Patriotlar konusunda sizde bize bu iyi şartları sağlarsanız biz buna da varız. Bize ciddi bir haksızlık yaptılar. Bize bu haksızlığı yapanlar ‘gelin anlaşalım ama S-400’ü bırakın’ diyorlar. Geçti bu, biz bu anlaşmaları yaptık, bitti bu iş. Buradan geri adım söz konusu değildir. Sayın Trump da bana hak verdi. İlgili kurumlarımız görüşmeleri sürdürüyorlar. Temennim bu yanlış yaklaşım biran önce giderilir. Bizim S-400 olayında geri adımımız kesinlikle söz konusu değil” ifadelerini kullandı.
“AB iki yüzlülüğün tarihi yazmıştır”
AP’nin son rapordaki eleştirilerine de cevap veren Erdoğan, “Avrupa Parlamentosunun aldığı bu kararların hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Bunlar kendileri çalıp kendileri oynuyorlar. AB iki yüzlülüğün tarihi yazmıştır. AB üyesi ülkelerde idam yasaktır, şimdi AB üyesi ülkeler Sisi’nin davetine icabetle beraber poz verdiler mi? O hafta içinde 9 genci bu Sisi idam etti. Sisi kendi başkanlığı döneminde 42 tane Mısırlıyı idam etti. Sen nasıl oluyor da AB olarak idama hem hoş bakmayacaksınız, ‘idam yasak’ diyeceksiniz, ondan sonra da gidip idamı gerçekleştiren, 42 Mısırlıyı idam eden böyle bir adamla aynı karede poz vereceksiniz. Türkiye’de bazı kişiler cezaevine atıldığında kıyamet koparan AB değil mi? PKK terör örgütünün temsilcilerini AP salonlarında resimlerini asanlar bunlar değil mi? Bunlar dürüst değil. AB bir çekim merkezi olması şansını yitirmiştir. Brexit bunun en önemli ispatıdır. Arkadan daha başkaları gelebilir. Avrupa huzursuz. Biz bu böyle devam ederse, bu bizi nereye götürebilir, kendi yolumuzu çizme götürebilir. Buz bunların ağzının kokusunu dinlemeye mecbur değiliz. Biz reform kararlarını sürdürmekte kararlıyız. Kriterleri hazırlamak bizim için zor değil. Sisi olayının AB’nin o güçlü takımlarının onlarla bir araya gelmesi tarihi bir kara lekedir. AB bundan kurtulamaz” açıklamasında bulundu.
“Benim ülkeme Venezuela’dan kaçıp gelen kimse yok”
Venezuela’da yaşananlar ve muhalif Guaydo’nun Maduro’ya yakın bazı isimlerin Türkiye’ye kaçtığı iddialarına cevap veren Erdoğan, “Maduro seçilmiş bir liderdir. Guaydo seçilmiş bir lider değildir. Seçilmiş bir lider olmadığın halde insan utanır. Sen bir seçim ile Venezuela’nın başına gelmiyorsun ki. Seni birileri oraya atıyor. Senin, ‘beni Venezuela halkı seçmediği sürece böyle bir şeye talip olamam’ demen lazım. Venezuela’nın altınına, elmaslarına el koyma operasyonundan başka bir şey burada görünmüyor. Şuanda benim ülkeme Venezuela’dan kaçıp gelen kimse yok. Şuanda Venezuela’da devlet sıfırlanmış değil, aramızdaki ticari ilişkiler, bu tür ticari ilişkiler sebebiyle oradan herhangi bir yetkili gelir, burada görüşmesini yapar. Olay budur, kaçmak diye bir şey söz konusu değil. Guaydo Türkiye’yi tanımadığı için, bir kabile devleti zannediyor. Önce neyin ne olduğunu öğrenmesi lazım, devlet adamı olmak kolay iş değil. Bizim darbelere karşı tavrımız açık ve nettir. O darbe olayında bize ilk olumlu mesajını veren Maduro olmuştur. Şuanda Maduro’ya karşı yapılan darbe girişimine de bizim uzak durmamız söz konusu değildir. Maduro halkı ile beraber yürüdüğü sürece bizim desteğimize sahip olacaktır” dedi.
“Ortalama 6-7 saat uyuyorum”
Yoğun programından ailesine zaman ayırıp ayıramadığının sorulması üzerine Erdoğan, “Gittiğimizde hepsi evde toplanıyorlar. Onlarla baya hoş saatlerimiz oluyor. Hepsi de ayrı bir cilveye sahip. Bu sabah torunlardan en ufağı, Aybike, ne cilveler yapıyor, uykudan da yeni kalkmış. Onun o hali size enerji veriyor. Bir üstü yine öyle. Onun bir küçüğü daha var. Aybike yeni konuşmaya başladığı için çok tatlı. Bunlar enerji kaynağı. Bazıları diyor ki, ‘boş vaktinizde ne yaparsınız?’ siyasetçinin boş vakti olur mu? Bizim torunlarla buluşmamız, oynaşmamız, onlar bizim için millete hizmet yolunda, vatana hizmet yolunda ayrı bir enerji kaynağı oluyor. Çok istisna bazı dizileri fırsat buldukça izleme durumu oluyor. Bazen arkadaşlarım ‘şu dizi önemli’ deyip sonradan bana izletiyorlar. Millete hizmet yolunda akşam geç saatlere kadar arkadaşlarımla çalışırız. Ortalama 6-7 saat uyuyorum” diye konuştu.
Programın sonunda vatandaşlara seslenen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
“Milletime sesleniyorum, 31 Mart yerelde sizler için bir fırsattır. Demokrasi yerelde başlar genelde değil. Bütün vatandaşlarımın sandığa gitmelerini çok önemsiyorum. İstikrar için, güven için, özellikle bağımsızlığımızın güçlendirilmesi için vatandaşlarımızın sandığa gitmesi lazım. FETÖ denilen bu lanete, PKK karşı hep birlikte el ele verip sandıklarda demokratik irademizi milli irade ile bütünleştirerek ortaya koymamız lazım. İhmal etmeyelim. Bağnaz bir particilikten öte hizmete oyumuzu verirsek, gönül belediyeciliğine oyumuzu verirsek kazanan millet olur”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.