Kanseri müzikle yendi - samsun haber
Samsun Devlet Opera ve Balesi (SAMDOB) orkestrasında viyola sanatçısı olan 37 yaşındaki Ceren Akçay Yüksel, yakalandığı meme kanserini müzikle yendi
Samsun Devlet Opera ve Balesi (SAMDOB) orkestrasında viyola sanatçısı olan 37 yaşındaki Ceren Akçay Yüksel, 5 yıl önce göğsünde bir kitle fark etti. Bunu önemsemeyen Yüksel, 2019 yılında doktora gittiğinde ise meme kanseri olduğunu ve hastalığın oldukça ilerlediğini öğrendi. Kemoterapiye başlayan, daha sonra bir göğsü alınan Yüksel, çok sevdiği işinden uzak kalmayarak ve çeşitli uğraşılar edinerek, motivasyonunu da yüksek tutması sayesinde iki yıllık mücadelenin ardından hastalığı yenmeyi başardı.
EN ZOR KISMI 3,5 YAŞINDAKİ OĞLUMA HİÇBİR ŞEY SÖYLEYEMEMEKTİ
Ceren Akçay Yüksel, oğlunu emzirdikten sonra hastalığının ikinci evrenin sonu, üçüncü evrenin başında fark edildiğini anlattı. Önce idrak edemediğini kaydeden Yüksel, "Benim başıma gelmez diye düşünür insan. Geliyormuş. Ne yaptım da bu başıma geldi, neden başıma geldi, bunları düşündüm" dedi.
Yüksel, bu süreci yaşayanların kafasını meşgul etmesi, mutlaka bir uğraş bulmaları gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam etti: "Oğlum şu anda 6 yaşında. Çocuğumun büyüdüğünü görmek istiyorum. Kafamı meşgul ettim. Kemoterapi sürecinde operada çalışmaya devam edecektim. Dört seanslık kemoterapi sürecim vardı, ağır ama diğer 12 kemoterapi sürecinde operaya geldim. Mümkün olduğunca işe geldim, aktif kaldım. Birazcık bile pasif kalsanız, kafanızda garip fikirler dolaşmaya başlıyor. İşimle, müzikle uğraştım, evde durduğum zamanlar dikiş diktim. Ördüm. En zor kısmı, 3,5 yaşındaki oğluma hiçbir şey söyleyememekti. Tedavi süreci boyunca yataktan çıkamasanız da sizden ilgi bekleyen, oyun isteyen, gözünüzün içine bakan bir çocuk var ve hiçbir şey söyleyemiyorsunuz. Onunla vakit geçirmeye çalıştım."
Bu dönemde çok uzun saçları olduğunu ancak doktorun döküleceği için bir an önce kestirmesi gerektiğini söylediğini anlatan Yüksel, "Oğluma bunu yansıtmamak için önce saçlarımı kısacık kestirdim. Sonra oğlumla kuaföre gidip saçlarımı kazıtmak zorunda kaldım, dökülme sürecini görmesin diye. Ona yalan söylemek zorunda kaldım. Bunun moda olduğunu, bir süre böyle olacağını söylemek zorunda kaldım. Bana uzun saçın daha çok yakıştığını, neden kestirdiğimi sordu. Ben de böyle denemek istediğimi söyledim, bir şekilde onu ikna ettim" diye konuştu.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.