Ömer Akkoyun'lu konuyla ilgili yaptığı açıklamada,

''TBMM’in bir üyesi ve Büyük Birlik Partisi’nin kurucu genel başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile beraberindeki beş kişinin öldüğü, bize göre şehit edildiği olayla ilgili yürütülen hukuki sürecin üzerinden on üç yıl geçmesine rağmen hala sonuçlandırılmamış olması bizleri ve kamu vicdanını yaralamaktadır.

Bundan da öte olayın, sıradan bir helikopter düşmesi ve ölümlerin buna bağlı olarak gerçekleşmiş olduğu şeklinde gösterilmek istenmesi devletin en temel vasıflarından olan hukuk devleti olma ilkesiyle örtüşmemektedir. Gelinen süreçte olayın bir kaza olmadığı, aksine bir suikast olduğu yönünde isnattan öte ispat mahiyetinde birçok veri, bilgi bulunmasına rağmen yetkili kurumların delil karartma, yanlış bilgi verme ve hatta vermeme gibi eğilimleri yüzünden mahkemelerde sonuç alınamamaktadır. 

Son olarak aileler, olayın bir kaza değil de suikast olduğunu ispat yönünde, Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdikleri dilekçelerinde “Olay günü, olay mahallinde bulunan Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na ait HH721, MJ524, HK046 kodlu hava araçlarında birden fazla bulunan yüksek çözünürlüklü kamera sistemleri kayıtlarının temin edilip bu görüntülerdeki askeri jetlerin helikopterin etki alanına girip girmediklerinin yetkin kişilerce incelenerek tespit edilmesini ve ayrıca ölenlerin vücutlarında yüksek miktarda bulunduğu ileri sürülen Karbon monoksit iddiasının netleştirilmesi bakımından 'metilklorit' adındaki maddenin oksijenle teması halinde etrafını zehirleme kabiliyetinin olup olmadığı, bu zehirlemenin Karbon monoksit bulgusu bırakıp bırakmadığı, helikopterin içerisine metil klorür bırakılarak bunun oksijenle temasının sağlanması suretiyle kabin içerisinde Karbon monoksit bulgusunun oluşturulma ihtimalinin uzman bilirkişi marifetiyle değerlendirilmesinin yapılmasını” talep etmişlerdir.
Muhsin Yazıcıoğlu’nun davasına gönül vermiş bizler, hazırlanacak bilirkişi raporunun, ailelerin dilekçelerinde belirttikleri eksikliklerin tamamlanarak düzenlenmesini istiyoruz. Eksiklikler tamamlanmadan düzenlenecek bilirkişi raporunun bilimsel olmadığı kadar olayın çözümüne değil çözümsüzlüğüne ve hatta olayın üstünün örtülmesine neden olacağını düşünüyoruz ve bunu hiçbir zaman kabul etmeyeceğimizi yetkili kurum ve kuruluşlarla birlikte Türk kamuoyunun dikkatlerine arz ediyoruz'' dedi.