Ülkede siyaset, insanların birbirlerini ötekileştirdiği, yok saydığı, hakaret etmeyi kendine hak gördüğü bir hale geldi. Kendisi gibi düşünmeyen herkese küfür etme hakkını kendinde bulan insanlar, sosyal medya mecraları başta olmak üzere, her yerde birbirine adeta nefret kusuyor.

Siyasi düşüncesi, dünya görüşü ne olursa olsun, karşısındakinin insan olduğunu unutan bu ‘ötekileştirme’ canavarları, ağızlarından salyalar akıtarak, adeta birer kuduz köpek gibi aramızda dolaşıyor. Bakın bunun sağı, solu yok! Her kesimden insan, karşıt görüşünü hedef tahtasına oturtmuş, sövüyor, sayıyor! Yaşı ilerlemiş olanlar, bu dili çok sevdi. Yeni nesil diye adlandırdığımız gençler de bu saygısız ve ahlaksız akımın bir parçası olmaktan dolayı mutlu gibi duruyor.

Konuşan senden ise koru! Karşı mahalleden ise söv! Bu böyle nereye gidecek, kestirmek zor. Ama saygıyı, anlayışı, hoşgörüyü ortadan kaldırdığı kesin. Yıllarca bu milleti siyasi görüşleri, mezhepleri, etnik kökenleri yüzünden karşı karşıya getiren, kardeşi kardeşe vurdurtan kirli düzen, şimdi eskisinden daha aktif bir şekilde çalışıyor!

Sol görüşlü komşu, sağ görüşlü komşusuna selam vermekten kaçınır hale geldi! Sağ görüşlü esnaf, sol görüşlü esnafla aynı masada çay içip sohbet etmez hale geldi. Kendi görüşünden olmayan gazeteciyi yandaş ve hain ilan etmek de günümüzün moda hamlelerinden oldu!

TBMM’de iktidar ve muhalefet kulisleri olarak adlandırılan iki alan var! Siyasi partilerin milletvekilleri, oturum aralarında bu alanlarda vakit geçiriyor. İnsanların sosyal medyada, sokakta kavga etmekten bile çekinmeden savunduğu düşüncelerin siyasi temsilcileri, orada adeta kırk yıllık dost gibi! Yani siz siyasetinizi savunmak adına karşı görüşten insanlarla hararetle ve hakaretle tartışırken, karşı görüşleri temsil eden siyasiler günümüz tabiriyle birbirinin KANKASI!

Meclis oturumları sırasında birbirlerine adeta kanlı bıçaklı söylemlerde bulunan siyasiler, oturumlara ara verildiği anda birlikte oturup kahvesini yudumluyor. Sanki bir dizi çekiliyormuş da, yönetmen çekimlere ara vermiş gibi!

Bu durum TBMM’de nasıl böyleyse, yerel ölçekte de öyle! Siyaseten rekabet içerisinde olan yerel siyasetçiler, kapalı kapılar ardında birbirinin dostu, kardeşi! Emin olun! Siyasetin alt tarafı da üst tarafı da böyleyken, halk kısmında süren bu ayarsız kavgalar neden?

Kimseyi kırmayın, düşüncesinden dolayı ötekileştirmeyin, hayat tarzından dolayı hadsiz şekilde eleştirmeyin. Yarın başınıza bir sıkıntı geldiğinde, yardımınıza koşacak olan ‘siyaset’ değil! Görüşünü beğenmediğiniz için selam vermekten kaçındığınız o komşunuz yardımınıza koşacak! Karşı görüş diye aynı masada oturmadığınız esnaf komşunuz var ya, dükkanınız yansa ilk suyu o dökecek!
Siyasi düşünceniz, dünya görüşünüz elbette olacak! Düşünecek, eleştirecek, tartışacak, yargılayacaksınız! Ama bunu yaparken züccaciye dükkanına girmiş fil gibi davranmayın. Eşinizi, dostunuzu, komşunuzu, akrabanızı ya da hiç tanımadığınız insanları, siyasi görüşlerinden dolayı ÖTEKİLEŞTİRMEYİN!

Bize biz lazım!
Bize bizden değil, bizden olmayan da lazım!