Samsun TSO’dan, ‘Aile Şirketleri Yönetimi ve Kurumsallaşma’ eğitimi
Samsun TSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Süleyman Hızır, “Türkiye’de işletmelerin profiline baktığımız zaman yüzde 95’inin aile şirketi olduğunu görüyoruz” dedi
Samsun TSO’nun Karadeniz Bölgesi koordinatörlüğünü yürüttüğü Avrupa İşletmeler Ağı Projesi kapsamında, iş dünyasının temsilcilerine yönelik, “Aile Şirketleri Yönetimi ve Kurumsallaşma” eğitimi gerçekleştirildi.
Samsun Ticaret ve Sanayi Odası (STSO) koordinatörlüğünde faaliyetlerini sürdüren Avrupa İşletmeler Ağı Karadeniz Projesi çerçevesinde, Samsun’da faaliyet gösteren firmaları kapsayan, “Aile Şirketleri Yönetimi ve Kurumsallaşma” konulu eğitim verildi. Eğitimin açılışında konuşan Samsun TSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Süleyman Hızır, aile şirketlerinin sadece Türkiye’nin değil, tüm dünyada ekonominin en önemli oyuncuları olduğuna vurgu yaptı.
EKONOMİNİN BEL KEMİĞİ KOBİ’LER
Avrupa İşletmeler Ağı Karadeniz Projesi kapsamında birçok faaliyet gerçekleştirdiklerini belirten Samsun TSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Süleyman Hızır, “Ülkelerin uluslararası arenadaki gücü, refah düzeyi, sosyal ve kültürel gelişmişlik seviyesi ve hatta yaşam memnuniyeti endeksi gibi pek çok hususun ortak ve en büyük paydası ekonomik gelişmişliktir. Ekonominin belkemiğini ise bugün sizlerin temsil etmiş olduğu KOBİ’ler teşkil etmektedir. Oda olarak tüm bu saydığım hususlara katkı sağlamak adına KOBİ’lerimizin kapasitelerini geliştirmek için pek çok çalışma yürütüyoruz. Bu alandaki en önemli ve kapsamlı projemiz olan, Cosme programı kapsamında yürüttüğümüz Avrupa İşletmeler Ağı-Karadeniz Projesi çerçevesinde düzenlenen Aile Şirketleri Yönetimi ve Kurumsallaşma Eğitimi vesilesiyle sizlerle birlikteyiz” dedi.
KURUMSALLAŞMA ÖNEMLİ ŞART
Reel sektörün Türkiye ekonomisinin belkemiğini teşkil ettiğini ifade eden Hızır, “Türkiye’de işletmelerin profiline baktığımız zaman yüzde 95’inin aile şirketi olduğunu görüyoruz. Aslında aile şirketleri sadece Türkiye’nin değil, tüm dünyada ekonominin en önemli oyuncuları. Çeşitli raporlara göre aile şirketleri global gayri safi hasılanın yılda yüzde 70 ila yüzde 90’ını yaratıyorlar ve dünyadaki şirketlerin yüzde 75’e yakını aile şirketi. Ama yine verilere baktığımızda birinci kuşak tarafından kurulan her 100 aile şirketinden sadece 30 tanesinin ikinci kuşağa, 12 tanesinin üçüncü kuşağa kadar yaşayabildiğini görüyoruz. Türk ekonomisinde bir aile şirketinin ortalama ömrü 25 yılla sınırla kalıyor. Sürdürülebilirlik kavramının önemini vurguladığımız bu konjonktürde ekonomide bu kadar büyük bir paya sahip aile şirketlerinin yaşamsal sürecinin sınırlı olması elbette büyük bir problem niteliğinde. Aile ve Şirket kavramlarının birbirine karıştırılmaya başladığı noktada sona doğru hızla gidiyoruz ki; bu noktada kurumsallaşma kavramı, bu nihai sonun en kritik çözümü. Türkiye’nin en eski aile şirketi olan Hacı Bekir Lokumları 242 yaşında, dünyanın en eski aile şirketi ise Japonya’da 578 yılında kurulmuş. Kuşaklar boyu yaşayan ve büyüyen aile şirketleri kurabilmenin yolu şirket, ortaklar ve aile arasında kesin sınırlar çizen, kurumsallaşmış bir aile şirketine dönüşmekten geçiyor. Şirketlerin doğru yönetilmesi, aynı zamanda piyasa ekonomisinde, sürdürülebilir bir büyümeyi sağlayabilmek için en önemli şartlardan birisidir.
Ardından ise, Eğitmen Narlı tarafından katılımcılara, “Kurumsallaşma: Ne Zaman ve Nasıl?”, “İşin Kurumsallaşması İçin Ailenin Kurumsallaşması”, “Aile Şirketlerinde Finansal Kurumsallaşma”, “Yetki Devri
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.