Samsun’da arı hastalığına karşı Kafkas arısı çözümü
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Güler, yüzde 99 Amerikan yavru çürüklüğü hastalığına karşı dayanıklı Kafkas arısı ıslah ettiklerini söyledi.
Amerikan yavru çürüklüğü hastalığının arı yetiştiricilerinin kabusu olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ahmet Güler, Türkiye’deki işletmelerin yüzde 90’ında Amerikan yavru çürüklüğü hastalığı olduğunu kaydetti. Amerikan yavru çürüklüğü hastalığından yılda 350 bin koloni kaybı olduğunu vurgulayan Güler, koloni kayıplarının çok büyük ekonomik zararlara neden olduğunu dile getirdi. Islah ettikleri Kafkas arısı ile Amerikan yavru çürüklüğünün önüne geçilebileceğini belirten Güler, bununla birlikte bakanlık, üniversite, birlikler, arıcı ve özel sektörün bir araya gelerek damızlık arı üretilerek arıcılığın geleceğinin kurtarılabileceğinin altını çizdi.
"Dağıtılan bu Kafkas arılarının yüzde 80’i ölmüştür"
Arılarda bazı önemli hastalıkların olduğunu belirten Prof. Dr. Ahmet Güler, "Arıda çok tehlikeli iki olumsuzluk var. Birincisi varroa destruktor dediğimiz bir akar. İkincisi, yine bir bakterinin sebep olduğu Amerikan yavru çürüklüğü dediğimiz bir hastalık. Bu tehlikelere karşı Amerika arı ıslah etmiş ve geliştirmiş. Biz de buna karşı Kafkas arısını ıslah ettik. Ziraat Fakültesi olarak bizim bir arıcılık altyapımız var. Bu 30-40 yıllık bir süreç. Burada bizim elimizde iki arı kaynağı var. Birisi bize özgü olan Kafkas arısı. Kuzeydoğu, Artvin, Ardahan arısıdır. Biz 2009-2010 yılında o bölgeden ana arı aldık. Şu an elimizde 100 koloninin üzerinde yüzde 99 Amerikan yavru çürüklüğüne dirençli ıslah edilmiş materyal var” dedi.
“Kafkas arısı bal verimi yüksek sakin bir arıdır”
Karadeniz arısı üzerinde de ıslah çalışmalarının olduğunu açıklayan Prof. Dr. Güler, “Karadeniz Bölgesi’ni tarayarak ıslaha uygun kolonilerden seçtiğimiz arıları ıslah çalışmalarımız devam ediyor. Karadeniz Bölgesi’nde, bal verimi yüksek, ilkbahar gelişimi iyi, hastalığa dirençli, karakterize edilmiş, damızlık bir arı istiyoruz. Arıcının buna ihtiyacı var. Türkiye damızlık materyal üretememiş. Arı ıslah edememişiz. Çok geç kalmışız. Yaptığımız çalışmalarla biz de buna bir katkı vermenin çabası içerisindeyiz. Dünyada çok önemli arı ırkları var. Karniyol, İtalyan ve Kafkas arısı dünyada önemli 3 arı ırkıdır. Dünyada en fazla yetiştiriciliği yapılan bu arılardır. Kafkas bizim arımızdır. Kafkas arısı bal verimi yüksek sakin bir arıdır. Çok kontrollü bir arıdır. Kafkas arısı son 30-40 yılda, ana arı kanalıyla, Türkiye’nin her yerine dağıtılmıştır. Kafkas arısı yüksek dağların, platoların arısıdır. Ancak buralarda verimli olabilir. Ama maalesef her yere verilmiştir. 30-40 yılda dağıtılan Kafkas arısının sayısı 3 milyonun üzerindedir. Dağıtılan bu Kafkas arılarının yüzde 80’i ölmüştür. Bizim ıslah ettiğimiz Kafkas arısının 6. jenerasyonu elimizde. Bu arımız Amerikan yavru çürüklüğü hastalığına karşı ıslah edilmiş bir arıdır. Yüzde 99 bu hastalığa dirençli bir arıdır” diye konuştu.
“Türkiye damızlık arı üretmeli”
Fakülteye ait arıları bu yıl bal için Sivas’a götürdüklerini hatırlatan Güler, “149 koloni arıyı Sivas’a götürdük. 149 koloniden 3,5 ton civarında bir bal aldık. Bu arıların içerisinde Karadeniz arısı da vardı. Türkiye arıcılıkta dünyada ikinci sırada. Türkiye’de işletmelerin yüzde 90’ında Amerikan yavru çürüklüğü hastalığı bulaşıklığı vardır. Türkiye’de Amerikan yavru çürüklüğü hastalığından yılda koloni kaybı 350 binin altında değildir. Bu çok büyük bir ekonomik kayıptır. Biz ıslah ettiğimiz arıyı vatandaşımıza sunabildiğimizde bu kaybı önleyebileceğiz. Onun için Türkiye damızlık arı üretmesi gerekiyor. Bu işi üniversite, bakanlık, birlikler yürütmeli. Ama bu işin özünde mutlaka özel sektör ve arı yetiştiricileri olmalıdır. Biz ancak onların gücüyle damızlık sorununu çözebiliriz. Burada önemli olan iyi bir örgütlenme ve planlama" şeklinde konuştu.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.