Türkiye’de ilk: 'Çok fonksiyonlu test cihazı'
Türkiye’de ilk kez üretilen çok fonksiyonlu test cihazı için yurtdışındaki firmalar sıraya girdi
Trabzon Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nde (TEKNOKENT) akademisyenler tarafından kurulan UTS Mühendislik firması bünyesinden Ar-Ge tabanlı yüksek teknolojik ürünler çıkmaya ve ticarileşmeye başladı. 2012 yılında Trabzon Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nde akademik bir start-up firması olarak kurulan firma TÜBİTAK ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan alınan hibe destekleri ile büyüme sürecine devam etti. Katma değeri yüksek Ar-Ge tabanlı teknolojik ürünler geliştirip üreterek ülke ekonomisine katkı sağlamayı hedefleyen firma, tamamına yakını yerli imkanlarla geliştirilen yüksek teknoloji tabanlı bir ürün olan UTS Tribometer T30M-HT adıyla çok fonksiyonlu bir test cihazını ticari olarak pazara çıkardı.
Aralarında Kara Harp Okulu, Deniz Harp Okulu’nun da olduğu pek çok kurum ve kuruluşa bu ürünü kazandıran firma ilk yurt dışı ihracatını Güney Kore’ye gerçekleştirdi. Güney Kore’nin Yonsei Üniversitesi’nde araştırmacıların Ar-Ge ve teknoloji geliştirme çalışmalarında kullanılmaya başlayan cihaz için farklı ülkelerdeki firmalarda sıraya girdi. Çok fonksiyonlu test cihazının satış rakımları ise içerdiği modüler seviyeye göre değişiyor. Cihazın yurtiçindeki satış fiyatı 120 bin TL ve 250 bin TL arasında değişirken, yurtdışı satış fiyat aralığı ise yine modülerlik seviyesine göre 50 bin ve 80 bin Euro arasında değişiyor.
Karadeniz Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim üyesi Prof. Dr. Gençağa Pürçek, firmanın 2012 yılında kurulduğunu hatırlattı. Pürçek “Amacımız, Türkiye’de imalatı mümkün olmayan ileri teknoloji ürünü test ve ölçük cihazlarını geliştirmek ve bunu hem ülke içerisinde hemde yurtdışında ticarileşip satılabilir hale getirmekti. Bu amaçla ilk olarak TÜBİTAK’ın da desteğiyle çok fonksiyonlu modüler de diyebileceğimiz, özellikle mühendislik alanında, dişçilik alanında, tıp alanında ve pek çok sektörde kullanılabilecek bir test cihazı ile başladık. Mühendislik sistemlerinde sürtünme, aşınma, yağlama konularını inceleyen testleri yapabilen verileri alabilen bunu hem akademik hemde teknoloji anlamında kullanabilen bir test sistemi. Bu sistem 2014 yılında ticarileşti. O günden bu güne Türkiye’de içerisinde 8 kuruma verildi. Bunun içerisinde Deniz ve Kara Harp Okulu, üniversiteler var. En son 2018 yılı içiresinde ilk ihracatımızı yaptık. Bu ihracatımızı da Güney Kore’ye gerçekleştirdik. Cihazımızı tam modüler olarak verdik. Oraya giderek testlerini gerçekleştirdik. Bundan sonraki hedefimizde yakın coğrafi ülkeler var. Avrupa ülkeleri ve bütün global ölçekteki pazara bu cihazı belli bir markalaşma süreci ile birlikte sunacağız” dedi.
"Yurtdışına teknoloji ihraç etmeye başladık"
Üst düzey kalitede cihaz yaptıklarını vurgulayan Pürçek, “Dünyada bu tarz cihazları üreten belli firmalar var. Ama sayıları fazla değil. Bu onlarla rekabet edebilecek seviyede teknolojik üst düzey kalitede cihazı yaptık. Hatta artıları olan bir cihazı gerçekleştirdik. Hem tasarımı, hem fonksiyonelliği, hem modülerliği bakımından firmamıza özgü bir cihaz. Hem ekonomik anlamda hem de kalite olarak onların aşağısında kalacak bir cihaz değil” şeklinde konuştu.
Cihazın tasarımının, mekanik imalatının, yazılımın yerli olduğunu kaydeden Pürçek, “Sadece bazı üst kalite sensörleri yurtdışından aldık. Yüzde 90 civarında yerli bir cihaz olduğunu söyleyebiliriz. Bu cihaz en temel modülden en yüksek modülerliğe kadar seçiciliği var. Buna göre de fiyat belirlenebiliyor. Dolayısıyla TL bazında 130-140 bin liradan başlıyor, 350 bin liraya kadar çıkabiliyor. Bizim bildiğimiz firmalarda bunların fiyatı ise 2 katından fazla. Biz yurtdışına fiyat verirken dünyadaki rakiplerimize göre fiyat veriyoruz. Bu söylediklerimiz yurtiçi fiyatları. Yurtdışı fiyatları 40 bin Euro’dan başlıyor 100 bin Euro’lara kadar çıkıyor. Bu cihazları bütün dünyada tekli olarak üretilir. Seri üretimi yoktur. Talep alınır, protokoller imzalanır ve 2 ay içerisinde cihaz tamamlanarak verilir. 2 ayda 10 cihaz yapabilecek bir bilgi altyapımız mevcut” diye konuştu.
“Pek çok sektöre hitap ediyor”
KTÜ Makine Mühendisliği Bölümünde Araştırma Görevlisi Harun Yanar da cihazın birçok sektörü hitap ettiğini belirterek “TÜBİTAK kapsamında 2012 yılında alınmış bir tekno girişim sermaye desteği kapsamında kurulmuş firmada tasarlanmış bir ürün. O süreçten sonra tasarım kapsamında genelde ben destek veriyorum. Tasarım aşamasında yapmış olduğumuz ön tasarımları burada firmamızda Gençağa hocamla birlikte değerlendiriyoruz. Cihazımız doğrudan pek çok sektöre hitap ediyor. Özellikle üniversitelerde farklı bölümlere mesela makine mühendisliklerine, maden mühendisliğine fizik gibi pek çok alandaki akademik hocalarımız bu cihazla doğrudan çalışma yapabiliyor. Bunun dışında Diş hekimliği Fakültesinde, tıpta insan vücudundaki kemiğin bulunduğu bölgede aşınmayı minimize edebiliyorsunuz. Otomotiv olsun bir çok sektöre hitap edebiliyor. Eğer bir noktada sürtmeye, aşınmaya bağlı olarak bir hasar çıkıyorsa bunları iyileştirmek zorundasınız ve bu sektörlerde tamamıyla ARGE yapılan sektörlerde bu cihazı doğrudan kullanabiliyorlar” ifadelerini kullandı.
KTÜ Elektrik Elektronik Mühendisliğinde doktora öğrencisi Ali Güney ise “Gençağa hocamla bu cihazı geliştirmeye başladık üzerinde çalışmalar yaptık. Bunda asıl olan iki, üç tane sensörümüz var. Okumuş olduğumuz sensör verilerinden aldığımız verileri işleyerek ekranda gösterip aynı zamanda da bilgisayar ortamında topladığımız verileri depo edebiliyoruz. Daha sonra kullanıcılar bunları istediği gibi işleyip makalelerde kullanabiliyorlar. Sempozyumlara katılabiliyorlar” şeklinde konuştu.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.