1. HABERLER

  2. KÜLTÜR & SANAT

  3. Ruh Sağlığı Merkezinde tedavi gören hastalar sanatla topluma kazandırılıyor 
Ruh Sağlığı Merkezinde tedavi gören hastalar sanatla topluma kazandırılıyor 

Ruh Sağlığı Merkezinde tedavi gören hastalar sanatla topluma kazandırılıyor 

Samsun'un Atakum ilçesinde bulunan Pelitköy Toplum Ruh Sağlığı Merkezinde tedavi gören hastalar, merkezde yapılan sanatsal faaliyetlerle topluma kazandırılıyor. 

A+A-

Samsun İl Sağlık Müdürlüğü Pelitköy Toplum Ruh Sağlığı Merkezinde tedavi gören hastalara, Halk Eğitim Merkezlerinden gelen hocalar eşliğinde çeşitli etkinlikler yaptırılıyor. Oyun, resim, el işi, müzik, drama ve zeka oyunları gibi etkinlikler yapan hastaların iyileşmesine katkı sağlanıyor. Hastaların psikososyal eğitimlerini arttırmak, hayata kaynaştırmak, evden çıkmayan hastanın evden çıkmasını sağlamak ve tedavilerine kendilerinin eşlik etmesini sağlamak amacıyla yapılan yöntemle hasta yatışlarında yüzde 80’e varan azalmalar olduğu belirtildi. Büyük oranda iyileşme gözlenen hastalar, kendi başlarına evden çıkmaya ve alışveriş yapmaya başladı. 1 senedir tiyatro, halk oyunları ve müzik kursları alan hastalar Mayıs ayında gösteri sergileyecek. 

"Hastane temelli tedavi yerine toplum temelli ruh sağlığı tedavisi yapıyoruz” 

Tedavi yöntemi hakkında bilgi veren Samsun İl Sağlık Müdürü Dr. Muhammet Ali Oruç, "Burada hastanede tedavi olmuş daha sonra da kendi yaşam alanlarına geri dönen hastaların kendi yaşam alanlarında tedavilerini yapıyoruz. Hastalar buraya her gün gelip doğal yaşantılarına devam edip tedavi oluyor. Tüm dünyada bu tür uygulamalar var. Türkiye’de de bu tür uygulamalara geçildi. Burada hastane temelli tedavi yerine toplum temelli ruh sağlığı tedavisi yapmaya başladık. Amacımız, hastaların kendi doğal ortamlarını onlara sağlayıp, sağlıklarına kavuşturmak. Buradaki hastalar genellikle tedavisi uzun süren, kronikleşmiş hastalıkları olan, toplumdan kendini soyutlamış kişilerden oluşuyor. Özellikle şizofreni ve bipolar bozukluğu olan hastalar burada tedavi görüyor. Hastaların tedaviyi reddetmemesi ve toplumdan uzak kalmamaları için bu yöntemi seçtik. 2011 yılında burayı açtık. Bu zamana kadar bin 800 hasta burada tedavi gördü. Bu hastalara toplamda 5 bin 500 kez de ev ziyaretinde bulunduk. Hastaları sadece burada değil, evlerinde de takip ediyoruz. Ailelerin hastalardaki takiplerini de kontrol ediyoruz" dedi. 

"Evden dışarıya çıkamayan hastalar sanat yapmaya başladı" 

Kendi başlarına hiçbir iş yapamayan, evden çıkmaya bile korkan hastaların sanatsal faaliyetler ve aktiviteler yapacak seviyeye geldiğinin altını çizen Dr. Oruç, "Hastalarımız Mayıs ayında bir gösteride bulunacak. Müzik, tiyatro, şiir ve halk oyunları gösterisi yapacaklar. Hastalarımız, bu gösteriyi beceriyle yaptıkları zaman onlar için büyük bir başarı olacak. Bizim için de çok güzel olacak. Çalışmalar şu anda çok güzel geçiyor. Burada tedavi olan kişiler, merkezimize gelmeden önce kimseyle iletişim kuramayan, kendi başına evde çıkamayan ve alışveriş yapamayan kişilerdi. Şu anda ise toplum içine karışan, müzik söyleyebilen, tiyatro oynayabilen insanlar haline geldiler. Hastalarımız şu anda el işi yapabiliyor, sanatsal bir ürün ortaya koyup, bunları sergileyebiliyorlar. Hastalarımızın hepsi bireysel olarak kendi işlerini yapabilecek seviyeye geldiler" diye konuştu. 

"Dışarı çıkmaya korkuyordum, padişah oldum" 

Merkeze gelmeden önce evden dışarıya bile çıkamadığını, şu anda ise kendisini padişah gibi hissettiğini ifade eden 59 yaşındaki şizofren hastası Hakan Arsu, "Buraya gelmeden önce evde oturuyordum. Hiç dışarıya çıkmıyordum. Grip olurum ve başıma bela gelir diye korkuyordum. Bu merkeze geldikten sonra her gün dışarıya çıkmaya başladım. Burası büyük insanlara bakılan bir kreş gibi. Burada aktiviteler yapıyoruz. Tiyatro oyununda padişahı canlandırıyorum. Kostümün etkisi çok güzel. Kendimi padişah gibi hissediyorum. Yaptığımız bu sosyal aktiviteler bizleri topluma kaynaştırıyor" şeklinde konuştu. 

Merkeze geldikten sonra kendisinde büyük bir değişim olduğunu vurgulayan diğer bir şizofreni hastası, "Ben buraya gelmeden önce üniversite öğrencisiydim. Karadeniz Teknik Üniversitesi Balıkçılık Teknolojileri Mühendisliği Bölümü'nde okuyordum. Okul yıllarında bu hastalığım yüzünden eğitimimi yarıda bıraktım. Hocalar üstüme çok yükleniyordu. Dersler çok ağır geldi bana. O yüzden de hastalandım. Burada daha sosyal oldum. Daha önceden hep içime kapanık birisiydim. Pek arkadaşım olmazdı. Buraya gelince birçok arkadaşım oldu. Ruhsal hastalığı olan herkesin buraya gelmesini öneririm" ifadelerini kullandı. 

Bir başka hasta ise "Ben de iktisat öğrencisiydim. Hastalandığım için okulumu 2'nci sınıfta bırakmak zorunda kaldım. 5 yıldır burada tedavi oluyordum. Buraya gelmeden önce kendimi çok yalnız hissediyordum. Hayata küsmüştüm. Hastalığım yüzünden 3 kere intihara kalkıştım. Buraya gelmeden önce sadece kendimin hasta olduğunu zannediyordum. Sonradan gördüm ki benim gibi hasta olan bir sürü insan var. Şizofreni başımıza gelene kadar bir hastalık olduğunu bilmiyorduk. Hiçbir işimi yalnız halledemiyordum. Merkeze geldiğimden beri büyük iyileşmeler oldu. Topluma karışmaya başladım" dedi. 

2 Mayıs'ta gösteri yapacaklar 

Şizofreni ve benzeri rahatsızlıkları bulunan 50 hasta hafta içi her gün belirlenen programlar dahilinde oyunlar eşliğinde tedavi görerek, sağlığına kavuşmaya çalışıyor. Şizofreni ve bipolar (manik defresif hastalık) bozukluğu olan hastalar 2 Mayıs’ta Samsun Büyükşehir Belediyesi Atakum Kültür ve Sanat Merkezinde, 1 senedir hazırladıkları gösterilerini sergileyecek.
 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.